Bektaşi Hikayeleri bir mizah kitabı. XIX. yüzyıl ile XX. yüzyıl başlarında yayınlanan bu türlü mizah kitaplarına “güldürmek eğlendirmek amacıyla söylenen söz veya hikaye, şaka” anlamında “Latife” münasip görülmüştür ki kelimenin bir manası da; “açıkça anlatılamayan ancak rumuzlu olarak ehline sezdirilen ince anlamdır.”
Bektâşî, XIII. yüzyılda yaşamış olan Hacı Bektaş Velî’yi pîr kabul eden tarikat mensubu olmakla birlikte hikâyelerdeki Bektâşî tipi, Bektâşî Tarikatı mensuplarının aynen karşılığı değildir. Mizahi hikâye tipi olarak Bektâşî; imam ve cami ile arası hoş olmayan, Nasreddin Hoca gibi şakacı, güler yüzlü, zeki; Bekri Mustafa gibi de işret ile arası iyi halk adamını temsil eder. Bu sebeple burada anlatılan hikâyeler bazen Nasreddin Hoca fıkraları, bazen Bekri Mustafa fıkraları bazen de daha güncel fıkra tiplemeleri ile anlatılan fıkralar arasında görülebilir. Hassaten modern dönemlerde Bektâşî fıkrası diye anlatılan; hadden aşırı müstehcen ya da birtakım inanç mensuplarını rencide edici parçalara; “Gülmek eğlenmek için sarf edilen sözlerle birtakım insanların inançları hafife alınmamalı, inananları incitici ifadelerden kaçınılmalıdır” ilkesi gereği bu çalışmamızda yer vermedik.
Bu kitaba esas aldığımız, neşredeni “Süleyman ve Hakkı” diye kaydedilmiş olan Bektâşî Hikâyeleri 1338 yılında yayımlanmış. Çalışmamızda gözden geçirdiğimiz diğer Letâif kitapları içerisinde bulunan Bektâşî tiplemelerine de yer verdik.
Bektaşi Hikayeleri bir mizah kitabı. XIX. yüzyıl ile XX. yüzyıl başlarında yayınlanan bu türlü mizah kitaplarına “güldürmek eğlendirmek amacıyla söylenen söz veya hikaye, şaka” anlamında “Latife” münasip görülmüştür ki kelimenin bir manası da; “açıkça anlatılamayan ancak rumuzlu olarak ehline sezdirilen ince anlamdır.”
Bektâşî, XIII. yüzyılda yaşamış olan Hacı Bektaş Velî’yi pîr kabul eden tarikat mensubu olmakla birlikte hikâyelerdeki Bektâşî tipi, Bektâşî Tarikatı mensuplarının aynen karşılığı değildir. Mizahi hikâye tipi olarak Bektâşî; imam ve cami ile arası hoş olmayan, Nasreddin Hoca gibi şakacı, güler yüzlü, zeki; Bekri Mustafa gibi de işret ile arası iyi halk adamını temsil eder. Bu sebeple burada anlatılan hikâyeler bazen Nasreddin Hoca fıkraları, bazen Bekri Mustafa fıkraları bazen de daha güncel fıkra tiplemeleri ile anlatılan fıkralar arasında görülebilir. Hassaten modern dönemlerde Bektâşî fıkrası diye anlatılan; hadden aşırı müstehcen ya da birtakım inanç mensuplarını rencide edici parçalara; “Gülmek eğlenmek için sarf edilen sözlerle birtakım insanların inançları hafife alınmamalı, inananları incitici ifadelerden kaçınılmalıdır” ilkesi gereği bu çalışmamızda yer vermedik.
Bu kitaba esas aldığımız, neşredeni “Süleyman ve Hakkı” diye kaydedilmiş olan Bektâşî Hikâyeleri 1338 yılında yayımlanmış. Çalışmamızda gözden geçirdiğimiz diğer Letâif kitapları içerisinde bulunan Bektâşî tiplemelerine de yer verdik.