Olur da hatırlarım diye gece başını yastığa koymaktan çekinenler, adının hatırlanmadığı bir yer bulmak için yollara düşenler, güzel bir hatıranın kenarına kıvrılıp bir ömür uyumak isteyenler, her hatırlayışında maziyi işine geldiği gibi yeniden inşa edenler… Hepsini bir yerlerden hatırlıyorum.
Bu kitap, hatırladığım kadarıyla; Grunge’ ın ortaya çıktığı dönemleri, dışımızda ve içimizde yaşadığımız savaşları, hapsolduğumuz televizyon dizilerini, kimsenin varlığından haberdar olmadığı ülkeleri, dünyanın sonunda hatıralarıyla yapayalnız kalan astronotları, yeni bir dünya kurmaya çalışan yazarları, bir yangının küllerini yeniden yakıp geçmeye gelen aptal aşıkları ve daha birçok şeyi konu ediniyor.
Sizleri gerçek ya da kurmaca değil, ‘hatırlandığı gibi’ olan 16 farklı hikâyeye davet ediyor. Tam ağlayacak gibi oluyor, hemen konuyu değiştiriveriyor.
Olur da görüşemeyiz, umarım güzel bir hayat yaşarsınız. Gerçi ne derler bilirsiniz, “…Hiçbir şey yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi.”
Olur da hatırlarım diye gece başını yastığa koymaktan çekinenler, adının hatırlanmadığı bir yer bulmak için yollara düşenler, güzel bir hatıranın kenarına kıvrılıp bir ömür uyumak isteyenler, her hatırlayışında maziyi işine geldiği gibi yeniden inşa edenler… Hepsini bir yerlerden hatırlıyorum.
Bu kitap, hatırladığım kadarıyla; Grunge’ ın ortaya çıktığı dönemleri, dışımızda ve içimizde yaşadığımız savaşları, hapsolduğumuz televizyon dizilerini, kimsenin varlığından haberdar olmadığı ülkeleri, dünyanın sonunda hatıralarıyla yapayalnız kalan astronotları, yeni bir dünya kurmaya çalışan yazarları, bir yangının küllerini yeniden yakıp geçmeye gelen aptal aşıkları ve daha birçok şeyi konu ediniyor.
Sizleri gerçek ya da kurmaca değil, ‘hatırlandığı gibi’ olan 16 farklı hikâyeye davet ediyor. Tam ağlayacak gibi oluyor, hemen konuyu değiştiriveriyor.
Olur da görüşemeyiz, umarım güzel bir hayat yaşarsınız. Gerçi ne derler bilirsiniz, “…Hiçbir şey yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi.”