“Şiir Burcundan...”
Şiirin tanımı herkesçe farklıdır, kâh arayıp bulamadıklarımız kâh sevip kavuşamadıklarımız hep o mısralarda saklıdır. En büyük giz, erişilemeyen sır o beytlerde meskûndur, döner döner okuruz sema edercesine. Bende döndüm durdum, yandım ve sustum. Kalemimden yıllarımı yollarımı kağıda nakşettim, yaşadıklarıma şahit kıldım; kelam şimdi size ayan. İlk satırla başlar bir şiirin kalp atışı, son dizede nokta koyulur ve başlık usulca bırakılır şiirin baş köşesine. Yaşam şiirde mevcuttur, hamlık pişmek ve yangın şiirde mümkün bit'tabi.
Şiir yazmak yaşamı satırlarda sırlamaktır en çok, görüp unutamadıklarımız susup söylemediklerimiz satır aralarında aşıklarca malumdur. Şimdi semâda yankılanan bu satırları belki Ortaköy Cami avlusunda belki Tokat Taşhan avlusunda ya da adı duyulmamış nice diyardan okuyorsun. Var olasın, gönlün şiirle dolsun...
“Bu dünyada en iyi ben yenilirim dosta, düşmana; aşka...”
“Şiir Burcundan...”
Şiirin tanımı herkesçe farklıdır, kâh arayıp bulamadıklarımız kâh sevip kavuşamadıklarımız hep o mısralarda saklıdır. En büyük giz, erişilemeyen sır o beytlerde meskûndur, döner döner okuruz sema edercesine. Bende döndüm durdum, yandım ve sustum. Kalemimden yıllarımı yollarımı kağıda nakşettim, yaşadıklarıma şahit kıldım; kelam şimdi size ayan. İlk satırla başlar bir şiirin kalp atışı, son dizede nokta koyulur ve başlık usulca bırakılır şiirin baş köşesine. Yaşam şiirde mevcuttur, hamlık pişmek ve yangın şiirde mümkün bit'tabi.
Şiir yazmak yaşamı satırlarda sırlamaktır en çok, görüp unutamadıklarımız susup söylemediklerimiz satır aralarında aşıklarca malumdur. Şimdi semâda yankılanan bu satırları belki Ortaköy Cami avlusunda belki Tokat Taşhan avlusunda ya da adı duyulmamış nice diyardan okuyorsun. Var olasın, gönlün şiirle dolsun...
“Bu dünyada en iyi ben yenilirim dosta, düşmana; aşka...”
