Suat Derviş’in ışıldayacak olan dehasının ilk pırıltılarını yakaladığımız, esere adını veren novella ve sekiz öyküden oluşan bir hikâye kitabı Beni mi? Sühulet Matbaası tarafından 1926 yılında yayımlanan baskısını esas aldığımız eser, ilk defa Latin harflerine aktarıldı.
“Beni mi?” Türkçenin, müstesna ve güçlü kalemlerinden Suat Derviş’in 1924 yılında yazdığı bir hikâye kitabı. Derviş’in edebiyatının ilk dönemine denk gelen, daha çok üst sınıf kadınların gündelik hayatlarına ve aşklarına odaklandığı bir dönemde kaleme alınan bu eser, her bir hikâyesiyle başlı başına bir vakıa olma özelliğini sergiliyor.
Eserin ilk hikâyesi kitaba da adını veren, “Beni mi?” Uzun bir monolog şeklinde kaleme alınmış bu hikâyede konuşan bir adama karşılık, susan bir genç kız vardır. Nermin’in sanki Adnan Bey’in karşısındaymış gibi gösterilmesi için anlatıcı-kahramanın her konuşmasının sonunda yer alan “…” ise söylemi bir tiyatro sahnesine taşımaktadır. Nitekim kitaptaki hikâyelerin tamamında bu sahne havası, bir sahnede başkalarına veya bir sahneden karşılığı olmayan bir izler/dinler/okur kitleye seslenme söz konusudur. Diğer taraftan tek bir anlatıcı-kahramanın bize her şeyi anlatması, güvenilmez bir anlatıcı ile karşı karşıya olduğumuzun da ispatıdır: Anlatıcı-kahraman bize her şeyi doğru bir şekilde mi anlatmaktadır yoksa aslında her şey onun kafasındaki bir vehim midir?
İthaki Yayınları’nın Suat Derviş külliyatını yayımlaması, edebiyat tarihimiz açısından son derece mühim bir çalışma. Derviş’in Beni mi? adlı elinizdeki hikâye kitabının 95 sene sonra Latin harfleriyle yeni bir baskısının yapılması ise çok heyecan verici.
-Seval Şahin
Suat Derviş’in ışıldayacak olan dehasının ilk pırıltılarını yakaladığımız, esere adını veren novella ve sekiz öyküden oluşan bir hikâye kitabı Beni mi? Sühulet Matbaası tarafından 1926 yılında yayımlanan baskısını esas aldığımız eser, ilk defa Latin harflerine aktarıldı.
“Beni mi?” Türkçenin, müstesna ve güçlü kalemlerinden Suat Derviş’in 1924 yılında yazdığı bir hikâye kitabı. Derviş’in edebiyatının ilk dönemine denk gelen, daha çok üst sınıf kadınların gündelik hayatlarına ve aşklarına odaklandığı bir dönemde kaleme alınan bu eser, her bir hikâyesiyle başlı başına bir vakıa olma özelliğini sergiliyor.
Eserin ilk hikâyesi kitaba da adını veren, “Beni mi?” Uzun bir monolog şeklinde kaleme alınmış bu hikâyede konuşan bir adama karşılık, susan bir genç kız vardır. Nermin’in sanki Adnan Bey’in karşısındaymış gibi gösterilmesi için anlatıcı-kahramanın her konuşmasının sonunda yer alan “…” ise söylemi bir tiyatro sahnesine taşımaktadır. Nitekim kitaptaki hikâyelerin tamamında bu sahne havası, bir sahnede başkalarına veya bir sahneden karşılığı olmayan bir izler/dinler/okur kitleye seslenme söz konusudur. Diğer taraftan tek bir anlatıcı-kahramanın bize her şeyi anlatması, güvenilmez bir anlatıcı ile karşı karşıya olduğumuzun da ispatıdır: Anlatıcı-kahraman bize her şeyi doğru bir şekilde mi anlatmaktadır yoksa aslında her şey onun kafasındaki bir vehim midir?
İthaki Yayınları’nın Suat Derviş külliyatını yayımlaması, edebiyat tarihimiz açısından son derece mühim bir çalışma. Derviş’in Beni mi? adlı elinizdeki hikâye kitabının 95 sene sonra Latin harfleriyle yeni bir baskısının yapılması ise çok heyecan verici.
-Seval Şahin