Kaçırılan çocuklar, günahkâr talebeler, katiller, ümitsiz âşıklar, aldatılanlar, kendini arayıp bulamayanlar...
Boşlukta Uyanmak romanıyla hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşan Burak Parmaksız, ilk öykü kitabı Beni Öldürme Mesafesi’nde ölümle tanışanların, ölüme yakın duranların ve kaybedenlerin hikâyelerini anlatıyor. Beklenmedik karşılaşmalar, tekinsiz mekânlar ve hüzünle boyanmış suratlarla süslediği öykülerinde, bambaşka kahramanların izini sürmeye çağırıyor okuru.
“O gün stadın arkasındaki eski lunaparkta iki kişi ölmüştü. Biri bendim. Öldürenlerse en yakınlarımdı. En iyi iki arkadaş... Ellerinde bıçak vardı. Bir fili bile rahatlıkla doğrayabilecek kadar keskin, görünmez bıçaklar. Beni öldürme mesafesinde durdular. Saniyeler içinde vücudumun her yerinde yaralar açıldı. Acıyı hissetmiyordum. Sadece görüyordum. Yaralarım gün geçtikçe daha da açıldı. Her şey yavaş yavaş yok oldu.”
Kaçırılan çocuklar, günahkâr talebeler, katiller, ümitsiz âşıklar, aldatılanlar, kendini arayıp bulamayanlar...
Boşlukta Uyanmak romanıyla hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşan Burak Parmaksız, ilk öykü kitabı Beni Öldürme Mesafesi’nde ölümle tanışanların, ölüme yakın duranların ve kaybedenlerin hikâyelerini anlatıyor. Beklenmedik karşılaşmalar, tekinsiz mekânlar ve hüzünle boyanmış suratlarla süslediği öykülerinde, bambaşka kahramanların izini sürmeye çağırıyor okuru.
“O gün stadın arkasındaki eski lunaparkta iki kişi ölmüştü. Biri bendim. Öldürenlerse en yakınlarımdı. En iyi iki arkadaş... Ellerinde bıçak vardı. Bir fili bile rahatlıkla doğrayabilecek kadar keskin, görünmez bıçaklar. Beni öldürme mesafesinde durdular. Saniyeler içinde vücudumun her yerinde yaralar açıldı. Acıyı hissetmiyordum. Sadece görüyordum. Yaralarım gün geçtikçe daha da açıldı. Her şey yavaş yavaş yok oldu.”