Yıllarca takip edilmenin ya da sadece kuşkunun verdiği sıkıntıyı iyi bilirdi. Birini, ne kadar haklı da olsa kötü niyetli bir amaç için takip etmek de en az diğeri kadar sıkıntı vericiydi. Avdı, avcı olmuştu. Yırtıcı vahşi bir hayvan gibi avını izliyordu ama avcının sinsiliğine sahip değildi. İçindeki insani duygularla intikam şeytanı sürekli mücadele halindeydi. Karmaşık duygularla avının peşinden sürükleniyordu.
“Beni Tanıdın mı?”, 1970'li yıllardan günümüze kadar yaşamını devrimci mücadele içerisinde geçirmiş Enver Toksoy'un yaşam hikâyesini olduğu kadar, Erzincan'dan Erzurum ve Dersim dağlarına, oradan da Avrupa'daki sürgünlük yıllarına uzanan doğrudan mücadele tanıklığını da barındıran bir roman.
İnsan yaşamında değerli ve kaçınılmaz olan bir tek hikâye vardır. O da kuşkusuz bedeli fazlasıyla ödenmiş bir yaşam biyografisidir. İnsan, o biricik hikâyeye emek vererek, iplik iplik örerek adına ‘ömür' denilen uzun bir yolculuğa çıkar. “Beni Tanıdın mı?” zorlu bir yolculuğun, bir sürgünün romanı... Kurmacayla gerçeğin sıklıkla ve kolayca yer değiştirebildiği dünyamızda, mücadeleyle geçmiş bir yaşam, başarılı bir kurmaca romana dönüşürken, okurunu da vicdanın, hakikat arayışının ve var olma mücadelesinin bıçak sırtında zorlu bir yolculuğa çağırıyor.
Toplumsal mücadele ve yüzleşme adına belleklerde kalanı gün ışığına çıkartan, işkence ve işkenceci karşısında zaman ve mekân sınırlarını aşan bir onur mücadelesini kaleme alan Enver Toksoy, hem insanlığa, hem de işkence suçunun faillerine soruyor: “Beni Tanıdın mı?”
Yıllarca takip edilmenin ya da sadece kuşkunun verdiği sıkıntıyı iyi bilirdi. Birini, ne kadar haklı da olsa kötü niyetli bir amaç için takip etmek de en az diğeri kadar sıkıntı vericiydi. Avdı, avcı olmuştu. Yırtıcı vahşi bir hayvan gibi avını izliyordu ama avcının sinsiliğine sahip değildi. İçindeki insani duygularla intikam şeytanı sürekli mücadele halindeydi. Karmaşık duygularla avının peşinden sürükleniyordu.
“Beni Tanıdın mı?”, 1970'li yıllardan günümüze kadar yaşamını devrimci mücadele içerisinde geçirmiş Enver Toksoy'un yaşam hikâyesini olduğu kadar, Erzincan'dan Erzurum ve Dersim dağlarına, oradan da Avrupa'daki sürgünlük yıllarına uzanan doğrudan mücadele tanıklığını da barındıran bir roman.
İnsan yaşamında değerli ve kaçınılmaz olan bir tek hikâye vardır. O da kuşkusuz bedeli fazlasıyla ödenmiş bir yaşam biyografisidir. İnsan, o biricik hikâyeye emek vererek, iplik iplik örerek adına ‘ömür' denilen uzun bir yolculuğa çıkar. “Beni Tanıdın mı?” zorlu bir yolculuğun, bir sürgünün romanı... Kurmacayla gerçeğin sıklıkla ve kolayca yer değiştirebildiği dünyamızda, mücadeleyle geçmiş bir yaşam, başarılı bir kurmaca romana dönüşürken, okurunu da vicdanın, hakikat arayışının ve var olma mücadelesinin bıçak sırtında zorlu bir yolculuğa çağırıyor.
Toplumsal mücadele ve yüzleşme adına belleklerde kalanı gün ışığına çıkartan, işkence ve işkenceci karşısında zaman ve mekân sınırlarını aşan bir onur mücadelesini kaleme alan Enver Toksoy, hem insanlığa, hem de işkence suçunun faillerine soruyor: “Beni Tanıdın mı?”