Hüseyin Çatal, 1946 yılında , Denizli'nin Çivril ilçesine bağlı Çıtak'ta doğdu. Denizli Lisesi'ni bitirdi. Öğretmen Okulu'nu dışarıdan bitirerek ilkokul öğretmeni oldu. Ön lisans okudu. Meslek hayatının çoğu köylerde geçti. Edebiyata olan ilgisi nedeniyle, ilk gençlik yıllarında öykü ve şiirleri, zamanın bazı edebiyat dergilerinde çıktı. Çocukluk anılarını öyküleştirdiği Tepelikli Güvercin adlı kitabı, Milli Eğitim Yayınları tarafından yayımlandı. Henüz yayımlatma olanağı bulamadığı başka eserleri de var.
Benim Sevdalı Yüreğim için diyor ki; Köyde geçen çocukluk anılarımı yazdıktan sonra, ortaokul ve lise yıllarıma ilişkin delikanlılık anılarımı öyküleştirmeye gelmişti sıra. Benim Sevdalı Yüreğim, ilk kez köyünden çıkarak şehre gelen saf bir köylü çocuğunun verdiği okuma mücadelesinin, bin bir güçlükle hayata tutunma ve başarıya ulaşma azminin öyküsüdür. Öyle sanıyorum ki soğuk kış günlerinde sobasız odamızı ısıtan, benim içimi, aydınlatan, yaşama sevinci ve direnci veren platonik aşklarım da bana çok yardımcı oldu.
Yaşadığım platonik aşklar olmasaydı, yüreğimde her yıl yeni bir sevdanın ateşi tutuşmasaydı, hayata tutunabilir miydim, okuyabilir miydim, bilemiyorum.
Bugün yaşlandığı halde gönlü hala genç kalanlara, yüreğindeki sevda ateşi hiç sönmeyenlere ve beni benden daha çok seven eşim Rabia'ya...
Hüseyin Çatal, 1946 yılında , Denizli'nin Çivril ilçesine bağlı Çıtak'ta doğdu. Denizli Lisesi'ni bitirdi. Öğretmen Okulu'nu dışarıdan bitirerek ilkokul öğretmeni oldu. Ön lisans okudu. Meslek hayatının çoğu köylerde geçti. Edebiyata olan ilgisi nedeniyle, ilk gençlik yıllarında öykü ve şiirleri, zamanın bazı edebiyat dergilerinde çıktı. Çocukluk anılarını öyküleştirdiği Tepelikli Güvercin adlı kitabı, Milli Eğitim Yayınları tarafından yayımlandı. Henüz yayımlatma olanağı bulamadığı başka eserleri de var.
Benim Sevdalı Yüreğim için diyor ki; Köyde geçen çocukluk anılarımı yazdıktan sonra, ortaokul ve lise yıllarıma ilişkin delikanlılık anılarımı öyküleştirmeye gelmişti sıra. Benim Sevdalı Yüreğim, ilk kez köyünden çıkarak şehre gelen saf bir köylü çocuğunun verdiği okuma mücadelesinin, bin bir güçlükle hayata tutunma ve başarıya ulaşma azminin öyküsüdür. Öyle sanıyorum ki soğuk kış günlerinde sobasız odamızı ısıtan, benim içimi, aydınlatan, yaşama sevinci ve direnci veren platonik aşklarım da bana çok yardımcı oldu.
Yaşadığım platonik aşklar olmasaydı, yüreğimde her yıl yeni bir sevdanın ateşi tutuşmasaydı, hayata tutunabilir miydim, okuyabilir miydim, bilemiyorum.
Bugün yaşlandığı halde gönlü hala genç kalanlara, yüreğindeki sevda ateşi hiç sönmeyenlere ve beni benden daha çok seven eşim Rabia'ya...