Berceste 2 Kalb-i Meyus

Stok Kodu:
9786257661324
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
276
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
140,00TL
98,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,98TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786257661324
911359
Berceste 2
Berceste 2 Kalb-i Meyus
98.00

Yabancısı olduğu bu topraklara daha ilk adım attığında düşmüştü yüreğine aşkın kor ateşi. Zülal, su olmayı seçse de söndürememişti içindeki alazı. Koca bir alev topuna dönüşmüş, bu masalda adı geçen herkesi yakıp geçmişti. En çokta Mirza’yı…

Zülal onun bu dünyadaki kıyameti, kıyametin ortasındaki çiçeğiydi. Fakat her âşık gibi ödemesi gereken bedeller, çekmesi gereken acılar vardı. Peki ya ölümü göze almış bir adamı yanmakla korkutabilir misin? Kaybetmemek uğruna elleriyle bir mezar kazmış, içine dönüşü olmayan sırlar gömmüştü. Peki ya hangi sırrın ömrü sonsuza dekti?

Yüzleşme günü geldiğinde her şey eskisi gibi kalabilecek miydi? Hayır! Artık şehrin güneşi bile sönmüştü. Ne yüreklerindeki feryatlar sessiz, ne de lâl olmuş dillerindeki vaveylalar sessizdi.

Zülal gerçeklerle yüz yüze geldiğinde kendini feda etmek pahasına ailesini ölümün pençesinden kurtarmayı mı seçecekti? Yoksa sevda denen sızıya mı yenik düşecekti? Mutluluk, Zülal için hayatın damağına sürdüğü avutucu bir damla baldan farksızdı.

Bu kazanılanı olmayan bir savaştı, herkes biraz yitik, biraz bitikti.

“Hani bana hep “lotus çiçeğim” diye hitap ederdin ya sevgilim. Haklıymışsın, lotus çiçekleri yalnızca bataklıkta yetişirler. Senin tertemiz dünyana alışık değilim ben. Bırak! Seni de batırmadan ait olduğum yere döneyim.”

Yabancısı olduğu bu topraklara daha ilk adım attığında düşmüştü yüreğine aşkın kor ateşi. Zülal, su olmayı seçse de söndürememişti içindeki alazı. Koca bir alev topuna dönüşmüş, bu masalda adı geçen herkesi yakıp geçmişti. En çokta Mirza’yı…

Zülal onun bu dünyadaki kıyameti, kıyametin ortasındaki çiçeğiydi. Fakat her âşık gibi ödemesi gereken bedeller, çekmesi gereken acılar vardı. Peki ya ölümü göze almış bir adamı yanmakla korkutabilir misin? Kaybetmemek uğruna elleriyle bir mezar kazmış, içine dönüşü olmayan sırlar gömmüştü. Peki ya hangi sırrın ömrü sonsuza dekti?

Yüzleşme günü geldiğinde her şey eskisi gibi kalabilecek miydi? Hayır! Artık şehrin güneşi bile sönmüştü. Ne yüreklerindeki feryatlar sessiz, ne de lâl olmuş dillerindeki vaveylalar sessizdi.

Zülal gerçeklerle yüz yüze geldiğinde kendini feda etmek pahasına ailesini ölümün pençesinden kurtarmayı mı seçecekti? Yoksa sevda denen sızıya mı yenik düşecekti? Mutluluk, Zülal için hayatın damağına sürdüğü avutucu bir damla baldan farksızdı.

Bu kazanılanı olmayan bir savaştı, herkes biraz yitik, biraz bitikti.

“Hani bana hep “lotus çiçeğim” diye hitap ederdin ya sevgilim. Haklıymışsın, lotus çiçekleri yalnızca bataklıkta yetişirler. Senin tertemiz dünyana alışık değilim ben. Bırak! Seni de batırmadan ait olduğum yere döneyim.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat