"Ey civanmert!
Ateş iki türlüdür: maişet ateşi ve masiyet ateşi. Maişet ateşini gökten dökülen yağmurlar söndürür; masiyet ateşiini gözden dökülen yaşlar söndürür. Aynı şekilde masiyet ateşini iki şeyle daha söndürebilirsin: biri toprak diğeri su. Biri alnındaki toprak diğeri pişmanlıkla dökülen gözyaşı. Alnındaki toprak secdede bulaşır; pişmanlık gözyaşı ise Vedud olan Allah’tan korkudan dökülen yaşlardır.
Ey Civanmert!
Heyhat ki insanlar en lezzetli şeyi tatmadan ölüp gidiyorlar. Nedir o güzel şey? Birazcık ihlastır. İnsan eğer bir zerre miktarı ihlası tatmış olsaydı, iki âlem, iki dünya, mal, mülk ve itiraz umurunda olmazdı. Ey civanmert! İhlas ona yakın olmaktır.
Ey aziz!
Eğer maşukların utançtan kızaran yüzlerine sahip değilsen aşıkların sararmış yüzlerine sahip ol. Yusuf’un güzelliğine sahip değilsen Yakub’un derdine sahip ol. İtaatkarların acziyetine sahip değilsen çaresizlerin feryadına sahip ol..."
"Ey civanmert!
Ateş iki türlüdür: maişet ateşi ve masiyet ateşi. Maişet ateşini gökten dökülen yağmurlar söndürür; masiyet ateşiini gözden dökülen yaşlar söndürür. Aynı şekilde masiyet ateşini iki şeyle daha söndürebilirsin: biri toprak diğeri su. Biri alnındaki toprak diğeri pişmanlıkla dökülen gözyaşı. Alnındaki toprak secdede bulaşır; pişmanlık gözyaşı ise Vedud olan Allah’tan korkudan dökülen yaşlardır.
Ey Civanmert!
Heyhat ki insanlar en lezzetli şeyi tatmadan ölüp gidiyorlar. Nedir o güzel şey? Birazcık ihlastır. İnsan eğer bir zerre miktarı ihlası tatmış olsaydı, iki âlem, iki dünya, mal, mülk ve itiraz umurunda olmazdı. Ey civanmert! İhlas ona yakın olmaktır.
Ey aziz!
Eğer maşukların utançtan kızaran yüzlerine sahip değilsen aşıkların sararmış yüzlerine sahip ol. Yusuf’un güzelliğine sahip değilsen Yakub’un derdine sahip ol. İtaatkarların acziyetine sahip değilsen çaresizlerin feryadına sahip ol..."