Çalışmalarında, Ortaçağ Avrupası’nın iki ana düşünce hareketi olan skolastisizm ve hümanizmin temellerini İslâm’ın klasik çağında arayan ve iki medeniyet arasındaki kültürel alışverişin izlerini süren George Makdisi, "Ortaçağ’da Yüksek Öğretim"de medrese-üniversite bağlantısını incelerken, daha sonra yazdığı "Beşerî Bilimler"de ise İslâm’daki edeb ile Rönesans dönemi hümanizmi arasındaki irtibatı ele alıyor. Her iki hareket de İslâm âleminin doğusunda başlamış, Irak’tan batıya doğru Suriye, Mısır, Kuzey Afrika’nın geri kalan bölgeleri, İspanya ve Sicilya’ya ve oradan da Hıristiyan Batı’nın diğer kısımlarına yayılmıştır. Bu iki hareket Hıristiyan Batı’ya aşağı yukarı aynı zamanlarda, 11. yüzyılın ikinci yarısında ulaşmıştır. Makdisi’ye göre, mevcut deliller ağırlıklı olarak, her iki hareketin yani skolastisizm ve hümanizmin Hıristiyan Latin Batı tarafından İslâm’ın klasik çağından alındığı yönündedir. Sözkonusu iki hareketin köklerini açıklamada, farklı bir cepheden bakan Makdisi’nin nazariyesi, Avrupa-merkezci modernist bakış açısına veya "Akdeniz ruhu" yaklaşımına nisbetle hakikate daha yakın duruyor. Bu eser, her iki medeniyetin tarihî-kültürel köklerine ve aralarındaki kültürel ilişkiye ilgi duyan herkes için önem taşıyan tespitler ve yorumlar içeriyor.
Çalışmalarında, Ortaçağ Avrupası’nın iki ana düşünce hareketi olan skolastisizm ve hümanizmin temellerini İslâm’ın klasik çağında arayan ve iki medeniyet arasındaki kültürel alışverişin izlerini süren George Makdisi, "Ortaçağ’da Yüksek Öğretim"de medrese-üniversite bağlantısını incelerken, daha sonra yazdığı "Beşerî Bilimler"de ise İslâm’daki edeb ile Rönesans dönemi hümanizmi arasındaki irtibatı ele alıyor. Her iki hareket de İslâm âleminin doğusunda başlamış, Irak’tan batıya doğru Suriye, Mısır, Kuzey Afrika’nın geri kalan bölgeleri, İspanya ve Sicilya’ya ve oradan da Hıristiyan Batı’nın diğer kısımlarına yayılmıştır. Bu iki hareket Hıristiyan Batı’ya aşağı yukarı aynı zamanlarda, 11. yüzyılın ikinci yarısında ulaşmıştır. Makdisi’ye göre, mevcut deliller ağırlıklı olarak, her iki hareketin yani skolastisizm ve hümanizmin Hıristiyan Latin Batı tarafından İslâm’ın klasik çağından alındığı yönündedir. Sözkonusu iki hareketin köklerini açıklamada, farklı bir cepheden bakan Makdisi’nin nazariyesi, Avrupa-merkezci modernist bakış açısına veya "Akdeniz ruhu" yaklaşımına nisbetle hakikate daha yakın duruyor. Bu eser, her iki medeniyetin tarihî-kültürel köklerine ve aralarındaki kültürel ilişkiye ilgi duyan herkes için önem taşıyan tespitler ve yorumlar içeriyor.