“Avrupalı köleler medeni insanların tutumlarını ve göreneklerini benimseme fırsatına kavuşurken, son derece korkunç ölümlerden, cezalardan, ahlaken iğrenç düşkünlüklerden ve serflikten kurtarılmıştır.”
Hepimiz tarihe “Ya şöyle olsaydı?” diye sorular sorup onunla fantastik oyunlar oynamayı severiz. Bugün Londra Metrosu’nda seyahat ederken topraklarında güneş batmayan ülkesinin tarihini okuyan Beyaz, kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp “Ya atalarım köleleştirilseydi?” diye sormuş mudur bilinmez ama Bernardine Evaristo bütün kibirli muktedirleri tedirgin edecek soruyu soruyor: Ya Afrika, Avrupa’yı sömürgeleştirip köleleştirseydi?
Kölelerin beyaz, efendilerin siyah olduğu bu şiirsel hiciv, alternatif tarih yazımlarının bile açamadığı Karanlığın Yüreği’ni açıyor.
Kız, Kadın, Öteki adlı kitabıyla 2019’da Booker Ödülü’ne layık görülen Evaristo, yalnız tarihi değil, Tom Amca’nın Kulübesi, Kökler gibi, bütün dünyanın bildiği romanları da tersine çeviriyor ve tarihe gerçekten “Nasıl hissettiler?” sorusunu sordurtuyor.
“Avrupalı köleler medeni insanların tutumlarını ve göreneklerini benimseme fırsatına kavuşurken, son derece korkunç ölümlerden, cezalardan, ahlaken iğrenç düşkünlüklerden ve serflikten kurtarılmıştır.”
Hepimiz tarihe “Ya şöyle olsaydı?” diye sorular sorup onunla fantastik oyunlar oynamayı severiz. Bugün Londra Metrosu’nda seyahat ederken topraklarında güneş batmayan ülkesinin tarihini okuyan Beyaz, kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp “Ya atalarım köleleştirilseydi?” diye sormuş mudur bilinmez ama Bernardine Evaristo bütün kibirli muktedirleri tedirgin edecek soruyu soruyor: Ya Afrika, Avrupa’yı sömürgeleştirip köleleştirseydi?
Kölelerin beyaz, efendilerin siyah olduğu bu şiirsel hiciv, alternatif tarih yazımlarının bile açamadığı Karanlığın Yüreği’ni açıyor.
Kız, Kadın, Öteki adlı kitabıyla 2019’da Booker Ödülü’ne layık görülen Evaristo, yalnız tarihi değil, Tom Amca’nın Kulübesi, Kökler gibi, bütün dünyanın bildiği romanları da tersine çeviriyor ve tarihe gerçekten “Nasıl hissettiler?” sorusunu sordurtuyor.