Çok sayıda yabancı dile çevrilmiş olan bu önemli kitap, göçmen hayallerinin ve düşüncelerinin altında yatan yoğun tektonik depremi açığa çıkarıyor. Athena Farrokhzad'ın yer yer suçlayıcı, sevgi dolu, acı ve bilgece gerçeklerle dolu Beyaz Musibet’i, diasporik hayatta ayakta kalmanın sorunlu mirasına etkili bir biçimde değiniyor. Şair Efe Duyan’ın başarılı çevirisiyle; kısa, öz ve güçlü seslerin tekrarı, anlatıcının gözden kaybolduğu evlatlık sorumlulukları ve sosyal hayat arasındaki zıtlıklar okura anlatılıyor. Beyaz Musibet’te, yıkımın yoğun güzelliği ve ihanetin dokunaklılığı şaşırtıcı bir açık sözlülükle ortaya çıkıyor:
“Ailen asla yeniden doğmayacak güller gibi
Yangınlardan sonra.”
“Senin piyano derslerine bir servet harcadım
Ama yine de çalmazsın cenazemde bile.”
Çok sayıda yabancı dile çevrilmiş olan bu önemli kitap, göçmen hayallerinin ve düşüncelerinin altında yatan yoğun tektonik depremi açığa çıkarıyor. Athena Farrokhzad'ın yer yer suçlayıcı, sevgi dolu, acı ve bilgece gerçeklerle dolu Beyaz Musibet’i, diasporik hayatta ayakta kalmanın sorunlu mirasına etkili bir biçimde değiniyor. Şair Efe Duyan’ın başarılı çevirisiyle; kısa, öz ve güçlü seslerin tekrarı, anlatıcının gözden kaybolduğu evlatlık sorumlulukları ve sosyal hayat arasındaki zıtlıklar okura anlatılıyor. Beyaz Musibet’te, yıkımın yoğun güzelliği ve ihanetin dokunaklılığı şaşırtıcı bir açık sözlülükle ortaya çıkıyor:
“Ailen asla yeniden doğmayacak güller gibi
Yangınlardan sonra.”
“Senin piyano derslerine bir servet harcadım
Ama yine de çalmazsın cenazemde bile.”