Herkes İstiklal’i izler, ama kimse onun gibi göremez; bazıları görür, ama onun gibi yazamaz. Beyoğlu - İstiklal Öyküleri’ni çok seveceksiniz ve okurken çok eğleneceksiniz.
Bu kitap, Nietzsche’den büyük Rus yazarlarına, İstiklal’in katmanlarından varoluşun katmanlarına uzanan büyülü bir yolculuk...
Mağazalar, tıkabasa kadınla doluydu. Erkekler de eşlerinin ne yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışarak, ruh gibi reyonlar arasında dolaşıyor ya da kapı önlerinde bekleşiyordu.
Erkeklerin ne kadar çekilmez olduklarını ancak böylesi anlarda gözlemleyebilirsiniz. Eşleri tarafından özenle seçilmiş ürünlerin poşetleri ellerinde, ‘ne alacaksa alsın da çıkalım artık şuradan’ duygusuyla hareket ederler.
Bu gibi durumlarda bizi zapt etmek neredeyse imkânsız gibidir, onca genişliğine rağmen hep dar gelir bize orası. Bu uzun ve ıstırap verici, bir o kadar da maliyetli olayın intikamını almanın yollarını arar, alışveriş keyfini her seferinde yine zehir ederiz onlara.
Herkes İstiklal’i izler, ama kimse onun gibi göremez; bazıları görür, ama onun gibi yazamaz. Beyoğlu - İstiklal Öyküleri’ni çok seveceksiniz ve okurken çok eğleneceksiniz.
Bu kitap, Nietzsche’den büyük Rus yazarlarına, İstiklal’in katmanlarından varoluşun katmanlarına uzanan büyülü bir yolculuk...
Mağazalar, tıkabasa kadınla doluydu. Erkekler de eşlerinin ne yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışarak, ruh gibi reyonlar arasında dolaşıyor ya da kapı önlerinde bekleşiyordu.
Erkeklerin ne kadar çekilmez olduklarını ancak böylesi anlarda gözlemleyebilirsiniz. Eşleri tarafından özenle seçilmiş ürünlerin poşetleri ellerinde, ‘ne alacaksa alsın da çıkalım artık şuradan’ duygusuyla hareket ederler.
Bu gibi durumlarda bizi zapt etmek neredeyse imkânsız gibidir, onca genişliğine rağmen hep dar gelir bize orası. Bu uzun ve ıstırap verici, bir o kadar da maliyetli olayın intikamını almanın yollarını arar, alışveriş keyfini her seferinde yine zehir ederiz onlara.