12 Mart 1971 tarihi, siyasal ve toplumsal yaşamımızdaki en önemli kırılma noktalarından biridir. Bu dönemde, altı sıkıyönetim komutanlığı tarafından yayımlanan 419 bildiriye ilaveten ek bildiriler ve açıklamalar da gündeme gelmiştir.
Anayasa profesörü M. Zafer Üskül tarafından hazırlanan “Bildirileriyle 12 Mart 1971 Dönemi Sıkıyönetimi”, gazetelerden taranan bildirilerin, tebliğlerin ve basın açıklamalarının yanı sıra, tamamının hukuksal bir çerçevede değerlendirilmesini içeriyor. Ulaşılabilen bildirilerin içeriklerinden yola çıkarak, sıkıyönetim kararıyla beraber gelen yasaklar, kapatılan dernekler ve gazeteler, üniversitelere ve aydınlara yönelik baskı politikaları, operasyonlar, yargılamalar başlıklar halinde yeniden göz önüne seriliyor.
Diğer yandan, bu bildirilerde, tebliğlerde ve basın açıklamalarında yer alan trafik, fiyat denetimi, gıda güvenliği, sağlık, temizlik, ormanların korunması, turistik ve arkeolojik eserlerin muhafazası, işçi-işveren ilişkileri, sendikalar, kumar, fuhuş, uyuşturucu madde kullanımı, müstehcen yayınlar gibi konular, sıkıyönetim politikalarının insan yaşamı üzerindeki aşırı denetimini de ironik bir şekilde ortaya koyuyor.
12 Mart 1971 tarihi, siyasal ve toplumsal yaşamımızdaki en önemli kırılma noktalarından biridir. Bu dönemde, altı sıkıyönetim komutanlığı tarafından yayımlanan 419 bildiriye ilaveten ek bildiriler ve açıklamalar da gündeme gelmiştir.
Anayasa profesörü M. Zafer Üskül tarafından hazırlanan “Bildirileriyle 12 Mart 1971 Dönemi Sıkıyönetimi”, gazetelerden taranan bildirilerin, tebliğlerin ve basın açıklamalarının yanı sıra, tamamının hukuksal bir çerçevede değerlendirilmesini içeriyor. Ulaşılabilen bildirilerin içeriklerinden yola çıkarak, sıkıyönetim kararıyla beraber gelen yasaklar, kapatılan dernekler ve gazeteler, üniversitelere ve aydınlara yönelik baskı politikaları, operasyonlar, yargılamalar başlıklar halinde yeniden göz önüne seriliyor.
Diğer yandan, bu bildirilerde, tebliğlerde ve basın açıklamalarında yer alan trafik, fiyat denetimi, gıda güvenliği, sağlık, temizlik, ormanların korunması, turistik ve arkeolojik eserlerin muhafazası, işçi-işveren ilişkileri, sendikalar, kumar, fuhuş, uyuşturucu madde kullanımı, müstehcen yayınlar gibi konular, sıkıyönetim politikalarının insan yaşamı üzerindeki aşırı denetimini de ironik bir şekilde ortaya koyuyor.