Vaka formülasyonu, psikoterapistler için oldukça efor sağlamalarını zorunlu kılan bilişsel süreçleri barındırır. Bunun gerekçesi, vaka formülasyonunu oluşturan psikoterapistin eş zamanlı olarak bu formülasyonun kanıt temelli olup olmadığını kontrol etmesinin kritik öneme sahip olmasıdır. Aksi takdirde psikoterapist, danışandan işittiği yaşam öyküsüne dilediğince eklemeler ya da çıkarmalar yapabilir ve danışanın seansa getirdiklerini açıklayan psikoterapi kuramlarını kulak ardı ederek yarattığı hayali sorunlara karşı meydan okumaya kalkışabilir. Böylesi bir sürecin, danışanın yüksek yararını gözetmekten uzak ve sezgilere dayandırılarak ilerletilen bir süreç olduğu aşikârdır. Psikoterapistin sadece vaka formülasyonu yapması yeterli değildir, aynı zamanda bu formülasyonun kanıta dayalı olup olmadığını sürekli kontrol etmesi ve terapötik etkililik süzgecinin üzerinde kalan hayali ajanda kalıntılarını ve aşırı öz güven tortularını temizlemesi gerekir.
Bilişsel davranışçı psikoterapinin bilimsellik serüvenine önemli katkılarda bulunan, alanın iki duayen ismi Prof. Dr. Nicholas Tarrier ve Dr. Judith Johnson, bu kitapta; okurun takip edebilmesini kolaylaştırmak için kanıt temelli bilişsel davranışçı vaka formülasyonunu anlaşılır ve sistemli bir şekilde sunarlarken bölüm yazarları da kanıt temelli vaka formülasyonu ile ilgili bilimsel ve uygulamalı çerçeveyi olgu sunumlarıyla somutlaştırmaktadırlar. Psikopatolojik sorunların özelliklerini, psikoterapinin etkililiğini arttıran değişkenleri ve güncel bilimsel bulguları harmanlayarak bilimsel metodolojik düşünce yapısının vaka formülasyonunun içine nasıl yerleştirileceğini derinlemesine inceleyen ve bunu psikoterapiste göstererek ona kanıt temelli vaka formülasyonunu hazırlamada eşsiz stratejiler sunan bu kitap, okuyucunun ilgisini diri tutacak ve bilişsel davranışçı terapi ile ilgilenen herkes için vazgeçilmez bir başucu kaynağı olacaktır.
Vaka formülasyonu, psikoterapistler için oldukça efor sağlamalarını zorunlu kılan bilişsel süreçleri barındırır. Bunun gerekçesi, vaka formülasyonunu oluşturan psikoterapistin eş zamanlı olarak bu formülasyonun kanıt temelli olup olmadığını kontrol etmesinin kritik öneme sahip olmasıdır. Aksi takdirde psikoterapist, danışandan işittiği yaşam öyküsüne dilediğince eklemeler ya da çıkarmalar yapabilir ve danışanın seansa getirdiklerini açıklayan psikoterapi kuramlarını kulak ardı ederek yarattığı hayali sorunlara karşı meydan okumaya kalkışabilir. Böylesi bir sürecin, danışanın yüksek yararını gözetmekten uzak ve sezgilere dayandırılarak ilerletilen bir süreç olduğu aşikârdır. Psikoterapistin sadece vaka formülasyonu yapması yeterli değildir, aynı zamanda bu formülasyonun kanıta dayalı olup olmadığını sürekli kontrol etmesi ve terapötik etkililik süzgecinin üzerinde kalan hayali ajanda kalıntılarını ve aşırı öz güven tortularını temizlemesi gerekir.
Bilişsel davranışçı psikoterapinin bilimsellik serüvenine önemli katkılarda bulunan, alanın iki duayen ismi Prof. Dr. Nicholas Tarrier ve Dr. Judith Johnson, bu kitapta; okurun takip edebilmesini kolaylaştırmak için kanıt temelli bilişsel davranışçı vaka formülasyonunu anlaşılır ve sistemli bir şekilde sunarlarken bölüm yazarları da kanıt temelli vaka formülasyonu ile ilgili bilimsel ve uygulamalı çerçeveyi olgu sunumlarıyla somutlaştırmaktadırlar. Psikopatolojik sorunların özelliklerini, psikoterapinin etkililiğini arttıran değişkenleri ve güncel bilimsel bulguları harmanlayarak bilimsel metodolojik düşünce yapısının vaka formülasyonunun içine nasıl yerleştirileceğini derinlemesine inceleyen ve bunu psikoterapiste göstererek ona kanıt temelli vaka formülasyonunu hazırlamada eşsiz stratejiler sunan bu kitap, okuyucunun ilgisini diri tutacak ve bilişsel davranışçı terapi ile ilgilenen herkes için vazgeçilmez bir başucu kaynağı olacaktır.