Bin Yıl Bir Gün

Stok Kodu:
9786059114561
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
192
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%24 indirimli
180,00TL
136,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 16,72TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786059114561
1203690
Bin Yıl Bir Gün
Bin Yıl Bir Gün
136.80

Maruf Öztoprak, bu romanıyla okuyucusunu 90’ların Türkiye’sinde eğlenceli ama bir o kadar da netameli bir yolculuğun içine çekiyor. Kahramanların iç dünyalarındaki korkular, zıtlaşmalar, kıskançlıklar, çatışmalar, takıntılar, ölümcül zaaflar, geç kalmışlıklar, tamamlanamayan, askıda kalmış hayatlar, içi boşaltılan kavramlar üzerinden, geçmişten bugüne yaşanan sosyo-politik dönüşümleri, imkânsız ve özgün bir aşk hikâyesinden aktarıyor ve Türkiye’nin kritik bir dönemecine farklı bir bakış açısı sunuyor.

Öztoprak’ın anlatımındaki olağan hayatın içindeki olağanüstülüğe, durağanlıkta bile kendini daima hissettiren aksiyona hazır olun. Ayrıca edebiyat, müzik ve sinema dünyasına âdeta bir saygı duruşu, döneme ince bir eleştiri niteliğinde olan “Bin Yıl Bir Gün” ile 90’lara bir de bu açıdan bakmaya kesinlikle değer.

“Kenan diyarında Yusuf’un içine atıldığı derin ve karanlık bir yalnızlıkmışım. Yusuf benden alındı diye gücenmişim, o günden sonra insana, kurda kuşa kovalarca hep yalnızlık içirmişim. Bastiani Kalesi’nde, Tatar Çölü’nün sisli tedirginliğine karşı, gitmek ya da kalmak, isyan etmek ya da kadere teslim olmak, arzular ya da alışkanlıklar, rıza ya da gurur arasında uygun adım gidip gelen bir Giovanni Drogo olmuşum, bu şehrin tozuna toprağına, sessizliğine, gürültüsüne öylece karışıp boyun eğmişim. Bir nevi yanlışlıkla sürgün yerime hicret etmişim.“

Maruf Öztoprak, bu romanıyla okuyucusunu 90’ların Türkiye’sinde eğlenceli ama bir o kadar da netameli bir yolculuğun içine çekiyor. Kahramanların iç dünyalarındaki korkular, zıtlaşmalar, kıskançlıklar, çatışmalar, takıntılar, ölümcül zaaflar, geç kalmışlıklar, tamamlanamayan, askıda kalmış hayatlar, içi boşaltılan kavramlar üzerinden, geçmişten bugüne yaşanan sosyo-politik dönüşümleri, imkânsız ve özgün bir aşk hikâyesinden aktarıyor ve Türkiye’nin kritik bir dönemecine farklı bir bakış açısı sunuyor.

Öztoprak’ın anlatımındaki olağan hayatın içindeki olağanüstülüğe, durağanlıkta bile kendini daima hissettiren aksiyona hazır olun. Ayrıca edebiyat, müzik ve sinema dünyasına âdeta bir saygı duruşu, döneme ince bir eleştiri niteliğinde olan “Bin Yıl Bir Gün” ile 90’lara bir de bu açıdan bakmaya kesinlikle değer.

“Kenan diyarında Yusuf’un içine atıldığı derin ve karanlık bir yalnızlıkmışım. Yusuf benden alındı diye gücenmişim, o günden sonra insana, kurda kuşa kovalarca hep yalnızlık içirmişim. Bastiani Kalesi’nde, Tatar Çölü’nün sisli tedirginliğine karşı, gitmek ya da kalmak, isyan etmek ya da kadere teslim olmak, arzular ya da alışkanlıklar, rıza ya da gurur arasında uygun adım gidip gelen bir Giovanni Drogo olmuşum, bu şehrin tozuna toprağına, sessizliğine, gürültüsüne öylece karışıp boyun eğmişim. Bir nevi yanlışlıkla sürgün yerime hicret etmişim.“

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat