Bir Apaçi Masalı 5: Artık Bu Numarayı Arama Anne

Stok Kodu:
9786055134853
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
196
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
225,00TL
168,75TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,63TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786055134853
1066120
Bir Apaçi Masalı 5: Artık Bu Numarayı Arama Anne
Bir Apaçi Masalı 5: Artık Bu Numarayı Arama Anne
168.75

Son yılların en büyüleyici hikayesi, bu kez çok zorlu bir yol ayrımında.Gurbet ellerde hayatın sillesini olanca ağırlığıyla yiyen kebabman seçimini yapmak üzere.Bir yanıyla nefret ettiği, bir yanıyla sevdiği İngiltere'den kurtulabilecek mi?

Dokuz sene süren nefes kesici macerada çember kapanmak üzere. Angutyus her zamanki gibi sürekli kaçıyor. Ayyaşlardan, ırkçılardan, kavga dövüşten; ama belki en çok kendisinden…. Başına gelenler yine çok komik. Hamza Abi karşımızda kollarını üç defa açıp kapattı manyak gibi. Sonra ellerini uzattı üç defa. Önce sağ omzunu, sonra sol omzunu üç defa kaldırıp indirdi. En sonunda da ellerini yumruk yapıp işaret parmaklarını çıkararak üç defa eğilip kalktı. Bayram fısıldar gibi, “Abi bu Hamza Abi'nin sabah sporu.” dedi. Çok tehlikeli.

Büyük patron ön tezgahın kapısını açtı. İri yarı olana öyle bir gömdü ki kafayı, kırılan burun kemiğinin sesini ben içeriden duydum. Ben de ince olana sağlam bir yumruk çıkarttım. Ellerini havaya kaldırdı, “Ben yokum, ben yokum!”Bir tane daha vurdum. Burnu kanamaya başladı. “Artık çok geç!” dedikten sonra Allah ne verdiyse giriştim.

Ve çok hüzünlü. “Abi dün gece yıllar sonra ilk defa gökyüzüne baktım. Yıldızlar falan vardı.” Hamza Abi bir yudum çekti viskisinden, “Yedin iyice kafayı anasını sattığımın yerinde.” dedi. “Yok abi kafa bulmuyorum, ciddiyim. Senelerdir ben hiç gökyüzüne bakmamışım.” dedim. Çingeneler, askerler, katiller, hırsızlar ve keşlerle dolu bir arenada, Angutyus'un kaderiyle yaptığı ölüm kalım savaşına tanıklık edin.

Son yılların en büyüleyici hikayesi, bu kez çok zorlu bir yol ayrımında.Gurbet ellerde hayatın sillesini olanca ağırlığıyla yiyen kebabman seçimini yapmak üzere.Bir yanıyla nefret ettiği, bir yanıyla sevdiği İngiltere'den kurtulabilecek mi?

Dokuz sene süren nefes kesici macerada çember kapanmak üzere. Angutyus her zamanki gibi sürekli kaçıyor. Ayyaşlardan, ırkçılardan, kavga dövüşten; ama belki en çok kendisinden…. Başına gelenler yine çok komik. Hamza Abi karşımızda kollarını üç defa açıp kapattı manyak gibi. Sonra ellerini uzattı üç defa. Önce sağ omzunu, sonra sol omzunu üç defa kaldırıp indirdi. En sonunda da ellerini yumruk yapıp işaret parmaklarını çıkararak üç defa eğilip kalktı. Bayram fısıldar gibi, “Abi bu Hamza Abi'nin sabah sporu.” dedi. Çok tehlikeli.

Büyük patron ön tezgahın kapısını açtı. İri yarı olana öyle bir gömdü ki kafayı, kırılan burun kemiğinin sesini ben içeriden duydum. Ben de ince olana sağlam bir yumruk çıkarttım. Ellerini havaya kaldırdı, “Ben yokum, ben yokum!”Bir tane daha vurdum. Burnu kanamaya başladı. “Artık çok geç!” dedikten sonra Allah ne verdiyse giriştim.

Ve çok hüzünlü. “Abi dün gece yıllar sonra ilk defa gökyüzüne baktım. Yıldızlar falan vardı.” Hamza Abi bir yudum çekti viskisinden, “Yedin iyice kafayı anasını sattığımın yerinde.” dedi. “Yok abi kafa bulmuyorum, ciddiyim. Senelerdir ben hiç gökyüzüne bakmamışım.” dedim. Çingeneler, askerler, katiller, hırsızlar ve keşlerle dolu bir arenada, Angutyus'un kaderiyle yaptığı ölüm kalım savaşına tanıklık edin.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat