Bir filmi çözümlemek, filmin yönetmenini çözümlemekle aynı şey olduğu gibi, yönetmeni çözümlemek için, filmini çözümlemek hem şart hem de ana unsur olagelmiştir. Bu ifade, çok geniş bir yelpazesi olan sinema sanatında her yönetmen için geçerli olmasa da gerçek bir yönetmen ve sinemacı olan Bernardo Bertolucci için geçerli. Bu kitap; sadece Bertolucci' nin 'ben' liği ile filmleri arasındaki psikanalitik bağıntıları irdelemek ve filmlerinin 'onun' bir yansısı olduğunu görmek noktasında değil, simgebilimin, ruhbilimin sinema sanatında ne derece önemli bir yer tuttuğunu ve nasıl kullanılabileceğini, sinemanın yapısallığıda ne denli komplike boyutlara gidilebileceğini gösteren bir eser olduğu için de önemli. Tüm bunların yanı sıra kitap, bir diğer yandan da, film okuması oluşumu ve gerekliliğinin tartışılmaz gerçekliğini sergileyip, bu okumanın filmde gizlenen 'alt metni' nasıl görülebilir ve anlaşılabilir kıldığının da anlatıcısı olma niteliğini taşımakta.
Eser; Paris' te Son Tango, Son İmparator gibi devasa filmlere imza atmış olan; politik filmden melodrama, tarihsel filmden komediye pek çok türde denemeler yapan, batı kültüründen doğunun gizemine yönelen, oyuncularla karakterleri değil, karakterlerle oyuncuları yeniden yaratan, kapitalist sinema endrüstrisinin kendisine sunduğu olanakları canının istediği gibi kullanan ve bütün yaptıklarıyla günümüzde popülerliğini yitirmediği gibi auteur kimliğinden de ödün vermeyen, tüm bunların ötesinde, sadece İtalya' nın değil, dünya sinemasının bir devi sayılan; sanatı ve yaşamı iç içe geçmiş olan bu güzel insana dair kilitli kalmış olan kavram kapılarını da açarken bize, sinemaya dair çok zevkli bir okuma sunuyor.
Bir filmi çözümlemek, filmin yönetmenini çözümlemekle aynı şey olduğu gibi, yönetmeni çözümlemek için, filmini çözümlemek hem şart hem de ana unsur olagelmiştir. Bu ifade, çok geniş bir yelpazesi olan sinema sanatında her yönetmen için geçerli olmasa da gerçek bir yönetmen ve sinemacı olan Bernardo Bertolucci için geçerli. Bu kitap; sadece Bertolucci' nin 'ben' liği ile filmleri arasındaki psikanalitik bağıntıları irdelemek ve filmlerinin 'onun' bir yansısı olduğunu görmek noktasında değil, simgebilimin, ruhbilimin sinema sanatında ne derece önemli bir yer tuttuğunu ve nasıl kullanılabileceğini, sinemanın yapısallığıda ne denli komplike boyutlara gidilebileceğini gösteren bir eser olduğu için de önemli. Tüm bunların yanı sıra kitap, bir diğer yandan da, film okuması oluşumu ve gerekliliğinin tartışılmaz gerçekliğini sergileyip, bu okumanın filmde gizlenen 'alt metni' nasıl görülebilir ve anlaşılabilir kıldığının da anlatıcısı olma niteliğini taşımakta.
Eser; Paris' te Son Tango, Son İmparator gibi devasa filmlere imza atmış olan; politik filmden melodrama, tarihsel filmden komediye pek çok türde denemeler yapan, batı kültüründen doğunun gizemine yönelen, oyuncularla karakterleri değil, karakterlerle oyuncuları yeniden yaratan, kapitalist sinema endrüstrisinin kendisine sunduğu olanakları canının istediği gibi kullanan ve bütün yaptıklarıyla günümüzde popülerliğini yitirmediği gibi auteur kimliğinden de ödün vermeyen, tüm bunların ötesinde, sadece İtalya' nın değil, dünya sinemasının bir devi sayılan; sanatı ve yaşamı iç içe geçmiş olan bu güzel insana dair kilitli kalmış olan kavram kapılarını da açarken bize, sinemaya dair çok zevkli bir okuma sunuyor.