Hani neredeydi mutluluk? Yarım iki insanın, bir felçli ihtiyara hizmet etmesinde mi? Ne onlara, ne odadaki sefalete bakmaya bile yüreğim dayanmıyordu. "Perihan, gel otur şuraya!" diyerek, yavaşça kolumdan çekti dostum. Birlikte sedirin önündeki ince şilteye iliştik. Şimdi kadını daha yakından görebiliyordum. Engelli bir bedenin üzerinde vakur bir baş. Hep gülümseyen bir yüz. İri siyah gözlerinde sanki küllerin içinde parıldayan bir kıvılcım güzellik saklı. Acımayla karışık hayranlık duygusu yüreğimi sardı. Hatırını sorduğumuz bu iki yarım insan, sonsuz bir huzurun kollarında şükürlerini belirttiler. Saadet yüzlerinden okunuyordu.
Hani neredeydi mutluluk? Yarım iki insanın, bir felçli ihtiyara hizmet etmesinde mi? Ne onlara, ne odadaki sefalete bakmaya bile yüreğim dayanmıyordu. "Perihan, gel otur şuraya!" diyerek, yavaşça kolumdan çekti dostum. Birlikte sedirin önündeki ince şilteye iliştik. Şimdi kadını daha yakından görebiliyordum. Engelli bir bedenin üzerinde vakur bir baş. Hep gülümseyen bir yüz. İri siyah gözlerinde sanki küllerin içinde parıldayan bir kıvılcım güzellik saklı. Acımayla karışık hayranlık duygusu yüreğimi sardı. Hatırını sorduğumuz bu iki yarım insan, sonsuz bir huzurun kollarında şükürlerini belirttiler. Saadet yüzlerinden okunuyordu.