Bir Çocuğun Saflığıyla

Stok Kodu:
9786052036303
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
170,00TL
136,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 16,62TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052036303
1163500
Bir Çocuğun Saflığıyla
Bir Çocuğun Saflığıyla
136.00

Naim Kandemir, “Bir Çocuğun Saflığıyla” adlı kitabında Samsun'dan başlayıp metropole uzanan, oradan da ülkenin toplumsal mücadelesine açılan hayat yolculuğundan kesitler anlatırken, “büyümeye” direnerek çocuk kalabilmek ve bunun için mücadele etmek üzerine kurulu bir anlatıyla çıkıyor okurun karşısına. Kitabı okuduğunuzda, asıl mücadelenin politik / toplumsal olandan önce, çocukluk mücadelesi; yani çıkara, iktidara ve sömürüye bulaşmamak, çocukluk dünyasını korumak için verilen mücadele olduğunu anlıyorsunuz. Bu mücadeleyi kaybedip çocukluğunu yitirenlerin, ne kadar “devrimci”, “kahraman” ve “önemli” kişiler sayılsalar da, aslında sahici olmadıklarını, karşı oldukları her şeyi kendi kişisel hayatlarında yaşattıklarını ve sonunda onlara benzeştiklerini…
Naim Kandemir, bizzat hayatın içinden süzülen ve yaşanmışlıklara dair öykülerinde başka bir yaşamdan bahsediyor; emek üzerine kurulu, başta kendisiyle mücadele edip kendisini değiştirmeyi öngören, büyüklenmeyi cahillik, büyümeyi kirlilik, insanlardan bir insan olmayı güzellik sayan, mücadelenin kendisi olmuş bir yaşamdan… Çocukluk insanın ana yurdudur. Ve tüm mücadeleler, öncelikle bu anayurdu kazanmak için verilmelidir. Naim Kandemir, bir çocuğun saflığıyla yaşayabilmek için yeniden başlamaya davet ediyor.

"Gerçekten hayatı seven, her şeye rağmen hayattan umudunu kesmeyen, hayata sadakatini sürdüren, yaşama sevincini yitirmemiş, iyilik ve umut duygusunu ruhunda söndürmemiş insanların ihtiyaç duyacağı öyküler bunlar. Yazar bize temiz, insancıl, soylu, dürüst insanların hayatlarını inşa etmek ve böyle bir topluma gidecek yolun önünü açmak için bir çocuğun saflığıyla, bu kirli dünyada yeniden başlamak gerektiği çağrısını yapıyor.

Bu çağrı, bütün öykülerden çıkan sonucun manifestosuna dönüşüyor. Bu öyküler sadece günlük hayatın psikopatolojisinin ortaya konulmasın değil, aynı zamanda bu patolojinin de dahil olduğu günlük yaşamın bütününün devrimci bir aklın süzgecinden geçirilmişliğinin de öyküleri oluyor.”

Cengiz Türüdü

Naim Kandemir, “Bir Çocuğun Saflığıyla” adlı kitabında Samsun'dan başlayıp metropole uzanan, oradan da ülkenin toplumsal mücadelesine açılan hayat yolculuğundan kesitler anlatırken, “büyümeye” direnerek çocuk kalabilmek ve bunun için mücadele etmek üzerine kurulu bir anlatıyla çıkıyor okurun karşısına. Kitabı okuduğunuzda, asıl mücadelenin politik / toplumsal olandan önce, çocukluk mücadelesi; yani çıkara, iktidara ve sömürüye bulaşmamak, çocukluk dünyasını korumak için verilen mücadele olduğunu anlıyorsunuz. Bu mücadeleyi kaybedip çocukluğunu yitirenlerin, ne kadar “devrimci”, “kahraman” ve “önemli” kişiler sayılsalar da, aslında sahici olmadıklarını, karşı oldukları her şeyi kendi kişisel hayatlarında yaşattıklarını ve sonunda onlara benzeştiklerini…
Naim Kandemir, bizzat hayatın içinden süzülen ve yaşanmışlıklara dair öykülerinde başka bir yaşamdan bahsediyor; emek üzerine kurulu, başta kendisiyle mücadele edip kendisini değiştirmeyi öngören, büyüklenmeyi cahillik, büyümeyi kirlilik, insanlardan bir insan olmayı güzellik sayan, mücadelenin kendisi olmuş bir yaşamdan… Çocukluk insanın ana yurdudur. Ve tüm mücadeleler, öncelikle bu anayurdu kazanmak için verilmelidir. Naim Kandemir, bir çocuğun saflığıyla yaşayabilmek için yeniden başlamaya davet ediyor.

"Gerçekten hayatı seven, her şeye rağmen hayattan umudunu kesmeyen, hayata sadakatini sürdüren, yaşama sevincini yitirmemiş, iyilik ve umut duygusunu ruhunda söndürmemiş insanların ihtiyaç duyacağı öyküler bunlar. Yazar bize temiz, insancıl, soylu, dürüst insanların hayatlarını inşa etmek ve böyle bir topluma gidecek yolun önünü açmak için bir çocuğun saflığıyla, bu kirli dünyada yeniden başlamak gerektiği çağrısını yapıyor.

Bu çağrı, bütün öykülerden çıkan sonucun manifestosuna dönüşüyor. Bu öyküler sadece günlük hayatın psikopatolojisinin ortaya konulmasın değil, aynı zamanda bu patolojinin de dahil olduğu günlük yaşamın bütününün devrimci bir aklın süzgecinden geçirilmişliğinin de öyküleri oluyor.”

Cengiz Türüdü

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat