Günümüzde İslâm Dünyası’ndaki pek çok gelişmeyi anlamak ve anlamlandırmak için Şiî-Sünnî ilişkilerine odaklanmak kaçınılmaz bir mecburiyet halini almıştır. Yeni olarak algılanan ve modern gelişmeler denilen pek çok şey aslında tarihin farklı bir formla tekerrür etmesinden ibarettir. Elinizdeki kitap Şiîliğin muhtasar bir dinî/siyasî tarihini, ana akım İslâm’dan (Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’ten) inhiraf sürecini, temel iddia ve tezlerini ve Ehl-i Sünnet ulemânın cevaplarını ele almaktadır. Çalışma Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’i İslâm’ın ana yolu ve caddesi görmekte, müstakil bir mezhep olarak değerlendirmemektedir. Şîa’yı ise muğlak mesajlar, ayrık söylemler ve uzak tevillerle bu ana caddeden ayrılan fırkalardan biri olarak tanımlamaktadır. Bu sava göre İslâm, Kur’ân ve risaletin temel mesajına ek olarak peygamberimizin tüm yakın arkadaşlarının ve İslâm ümmetinin kahir ekseriyetinin (cemaat/kitlesel çoğunluk) temsil ve nakli ile kesintisiz olarak varlığını Ehl-i Sünnet yoluyla sürdürmüştür.
Günümüzde İslâm Dünyası’ndaki pek çok gelişmeyi anlamak ve anlamlandırmak için Şiî-Sünnî ilişkilerine odaklanmak kaçınılmaz bir mecburiyet halini almıştır. Yeni olarak algılanan ve modern gelişmeler denilen pek çok şey aslında tarihin farklı bir formla tekerrür etmesinden ibarettir. Elinizdeki kitap Şiîliğin muhtasar bir dinî/siyasî tarihini, ana akım İslâm’dan (Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’ten) inhiraf sürecini, temel iddia ve tezlerini ve Ehl-i Sünnet ulemânın cevaplarını ele almaktadır. Çalışma Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’i İslâm’ın ana yolu ve caddesi görmekte, müstakil bir mezhep olarak değerlendirmemektedir. Şîa’yı ise muğlak mesajlar, ayrık söylemler ve uzak tevillerle bu ana caddeden ayrılan fırkalardan biri olarak tanımlamaktadır. Bu sava göre İslâm, Kur’ân ve risaletin temel mesajına ek olarak peygamberimizin tüm yakın arkadaşlarının ve İslâm ümmetinin kahir ekseriyetinin (cemaat/kitlesel çoğunluk) temsil ve nakli ile kesintisiz olarak varlığını Ehl-i Sünnet yoluyla sürdürmüştür.