Çocukluğumdan beri taklitçiliği sevmedim. Batı denilen sözde uygarlığı da sevmedim. Batı’yı taklit edenleri de sevmedim. Özümüzden kopmamak, özümüzden kopmuşsak, tekrar özümüze dönmek, şiarım ve hedefim oldu.
Şair’im ve şiirin toplumu olumlu yönde dönüştürmek için inkılapçı ruh taşıdığında mana taşıdığına, ancak öyle güzel olduğuna inanıyorum. Aksi halde şiir gereksizdir ve gereksiz şiir yazan şair de makbul değildir.
Günümüzde şiir gereklidir. Niçin gereklidir? Yoldan çıkmış, şaşmış ve azmış toplumu dönüştürmek ve iyiye, müsbete ve doğruya dönüştürmek için gereklidir.
Şair’im ve şu ayet-i kerime’nin umudu ile ayaktayım ve bekliyorum. “Ancak iman edip sâlih ameller işleyenler, Allah’ı çok çok zikredenler ve herhangi bir zulme maruz kaldıklarında şiirleriyle haklarını savunanlar bu hükmün dışındadır. Zulmedenler ise, nasıl her şeyi değiştirecek bir inkılâp ile sarsılıp devrileceklerini yakında bileceklerdir.” (Şuara Suresi, 227)
O hüküm dışında kalmak inşallah bize nasip olur. Hüküm nedir? Tabi bunu da anlatmak gerekir. Hemen belirteyim: “Genel hüküm şudur ki, şairler bomboş şeyler yazarlar. Kafalarının estiği gibi yazarlar. Bir güzel söz söyleyeceğiz diye şeytanın atına bine giderler ve yapmayacakları ve yapamayacakları şeyleri söylerler. Şairler sapkındırlar. Vadi vadi şaşkın şaşkın dolaşırlar.”
Evet genel hüküm budur. İstisna olan da Şuara Suresi 227. ayette beyan edilmiştir.
İnşallah biz istisnayız.
Sözü uzatmaya gerek yok. “İstisna” bir Şair olduğuma inanarak yazıyorum ve “müstesna” şiirlerimi sunuyorum. (“İstisna” ve “müstesna” övünç olarak değil, genelden, yani “şairlerin genelinden farklı bir şair” manasında kullanılmıştır. Övünmekten ve gururdan Allah’a sığınırım.)
Bu kitabımın yazımında, tasarımında ve basımında emeği geçen herkese, özellikle de bu kitabın ön kapağında ve içerisinde iki karikatürü bulunan Bakanlığımız E. Daire Başkanı, ismi gibi mahir kardeşim Ahmet Mahir Erdem Beyefendi’ye kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.
Tabi her daim aile fertlerim, Sevgili Eşim, Kıymetli Çocuklarım Mehmet, Ebru Nur ve Abdurrahman Taha ile Değerli Gelinim ve Damadım, Canım torunlarım Ahmed Fuad ile Zeynep Ebrar bir teşekkürden fazlasını, sevgi ve şefkatlerimi hak ediyor. Kendileri için her daim Yüce Rabbimden (cc) duacıyım:
Adım: Kitapçı Baba.
Kitapçı Baba ismini sağ olsun etrafımızdaki arkadaşlar, sağa-sola, tanısak da, tanımasak da kitap hediye ettiğimiz için bize kendileri layık gördüler. Bu ismi biz de kabul ettik.
Vesselam.
Ahmet Sandal
Çocukluğumdan beri taklitçiliği sevmedim. Batı denilen sözde uygarlığı da sevmedim. Batı’yı taklit edenleri de sevmedim. Özümüzden kopmamak, özümüzden kopmuşsak, tekrar özümüze dönmek, şiarım ve hedefim oldu.
Şair’im ve şiirin toplumu olumlu yönde dönüştürmek için inkılapçı ruh taşıdığında mana taşıdığına, ancak öyle güzel olduğuna inanıyorum. Aksi halde şiir gereksizdir ve gereksiz şiir yazan şair de makbul değildir.
Günümüzde şiir gereklidir. Niçin gereklidir? Yoldan çıkmış, şaşmış ve azmış toplumu dönüştürmek ve iyiye, müsbete ve doğruya dönüştürmek için gereklidir.
Şair’im ve şu ayet-i kerime’nin umudu ile ayaktayım ve bekliyorum. “Ancak iman edip sâlih ameller işleyenler, Allah’ı çok çok zikredenler ve herhangi bir zulme maruz kaldıklarında şiirleriyle haklarını savunanlar bu hükmün dışındadır. Zulmedenler ise, nasıl her şeyi değiştirecek bir inkılâp ile sarsılıp devrileceklerini yakında bileceklerdir.” (Şuara Suresi, 227)
O hüküm dışında kalmak inşallah bize nasip olur. Hüküm nedir? Tabi bunu da anlatmak gerekir. Hemen belirteyim: “Genel hüküm şudur ki, şairler bomboş şeyler yazarlar. Kafalarının estiği gibi yazarlar. Bir güzel söz söyleyeceğiz diye şeytanın atına bine giderler ve yapmayacakları ve yapamayacakları şeyleri söylerler. Şairler sapkındırlar. Vadi vadi şaşkın şaşkın dolaşırlar.”
Evet genel hüküm budur. İstisna olan da Şuara Suresi 227. ayette beyan edilmiştir.
İnşallah biz istisnayız.
Sözü uzatmaya gerek yok. “İstisna” bir Şair olduğuma inanarak yazıyorum ve “müstesna” şiirlerimi sunuyorum. (“İstisna” ve “müstesna” övünç olarak değil, genelden, yani “şairlerin genelinden farklı bir şair” manasında kullanılmıştır. Övünmekten ve gururdan Allah’a sığınırım.)
Bu kitabımın yazımında, tasarımında ve basımında emeği geçen herkese, özellikle de bu kitabın ön kapağında ve içerisinde iki karikatürü bulunan Bakanlığımız E. Daire Başkanı, ismi gibi mahir kardeşim Ahmet Mahir Erdem Beyefendi’ye kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.
Tabi her daim aile fertlerim, Sevgili Eşim, Kıymetli Çocuklarım Mehmet, Ebru Nur ve Abdurrahman Taha ile Değerli Gelinim ve Damadım, Canım torunlarım Ahmed Fuad ile Zeynep Ebrar bir teşekkürden fazlasını, sevgi ve şefkatlerimi hak ediyor. Kendileri için her daim Yüce Rabbimden (cc) duacıyım:
Adım: Kitapçı Baba.
Kitapçı Baba ismini sağ olsun etrafımızdaki arkadaşlar, sağa-sola, tanısak da, tanımasak da kitap hediye ettiğimiz için bize kendileri layık gördüler. Bu ismi biz de kabul ettik.
Vesselam.
Ahmet Sandal