Aryüsçülük 318-381 yılları arasında Hıristiyan dünyasında varlığını sürdürmüş olan fakat Hz. İsa’nın Tanrılığı konusunda ortodoks çizgiden ayrılan görüşleri nedeniyle sapkın ilan edilen bir mezheptir. Bugün neredeyse bütün Hıristiyanların kabul ettiği iman formülü olan İznik-İstanbul kredosu bu mezhebin sebep olduğu tartışmalar sonucunda kabul edilmiştir. Bu iman formülünde İsa Tanrılık bakımından Baba ile aynı konumdadır; mezhebin kurucusu Aryüs (ö.336) ise Oğul’a Baba’dan daha aşağıda bir konum vererek onu adeta bir yarı-tanrı konumuna indirgemiştir. Tartışmanın doktrinel boyutunun önemi tartışmasızdır; fakat bunun yanı sıra Aryüsçülük’ün Hıristiyanlığın Konstantin tarafından resmen kabul edildiği ve Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olduğu dördüncü yüzyılda ortaya çıkması, tartışmayı kilise-siyaset ilişkileri açısından da ilginç kılmaktadır. İlk üç asırda zulüm ve baskı gören bir azınlık dininin doktrinel tartışmalarına artık imparatorlar doğrudan müdahil oluyorlar ve imparatorluk bütçesini kullanarak resmi konsiller toplamak suretiyle meseleleri çözmeye çalışıyorlardı. Nitekim İznik’teki ilk ekümenik konsilin toplanma sebebi Aryüsçülerin yol açtığı tartışmayı çözüme kavuşturmaktı. Elinizdeki küçük eser mezhebin doktrinel ve siyasi boyutunu derli toplu ele alan Türkçe’deki ilk çalışmadır.
Aryüsçülük 318-381 yılları arasında Hıristiyan dünyasında varlığını sürdürmüş olan fakat Hz. İsa’nın Tanrılığı konusunda ortodoks çizgiden ayrılan görüşleri nedeniyle sapkın ilan edilen bir mezheptir. Bugün neredeyse bütün Hıristiyanların kabul ettiği iman formülü olan İznik-İstanbul kredosu bu mezhebin sebep olduğu tartışmalar sonucunda kabul edilmiştir. Bu iman formülünde İsa Tanrılık bakımından Baba ile aynı konumdadır; mezhebin kurucusu Aryüs (ö.336) ise Oğul’a Baba’dan daha aşağıda bir konum vererek onu adeta bir yarı-tanrı konumuna indirgemiştir. Tartışmanın doktrinel boyutunun önemi tartışmasızdır; fakat bunun yanı sıra Aryüsçülük’ün Hıristiyanlığın Konstantin tarafından resmen kabul edildiği ve Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olduğu dördüncü yüzyılda ortaya çıkması, tartışmayı kilise-siyaset ilişkileri açısından da ilginç kılmaktadır. İlk üç asırda zulüm ve baskı gören bir azınlık dininin doktrinel tartışmalarına artık imparatorlar doğrudan müdahil oluyorlar ve imparatorluk bütçesini kullanarak resmi konsiller toplamak suretiyle meseleleri çözmeye çalışıyorlardı. Nitekim İznik’teki ilk ekümenik konsilin toplanma sebebi Aryüsçülerin yol açtığı tartışmayı çözüme kavuşturmaktı. Elinizdeki küçük eser mezhebin doktrinel ve siyasi boyutunu derli toplu ele alan Türkçe’deki ilk çalışmadır.