Fransız edebiyatı ve Romantik akımının değerli öncülerinden olan Victor Hugo, henüz genç denilebilecek yaşta kaleme aldığı Bir İdam Mahkûmunun Son Günü isimli eserinde, 19.yüzyılın toplumsal trajedisi olan idam cezasını en çarpıcı biçimiyle ele alıyor.
Romanın başkahramanı olan Claude Gueux’nün infaz edilinceye dek yaşadığı sancılı geri sayımı ve çaresizlik dolu monologlarını ustalıkla okuyucusuna aktaran Hugo, şüphesiz dönemin Fransa’sında adalet ve ceza sistemine en büyük eleştiriyi yaparak isimsiz mahkûmların savunuculuğunu üstlenmiştir.
Fransız edebiyatı ve Romantik akımının değerli öncülerinden olan Victor Hugo, henüz genç denilebilecek yaşta kaleme aldığı Bir İdam Mahkûmunun Son Günü isimli eserinde, 19.yüzyılın toplumsal trajedisi olan idam cezasını en çarpıcı biçimiyle ele alıyor.
Romanın başkahramanı olan Claude Gueux’nün infaz edilinceye dek yaşadığı sancılı geri sayımı ve çaresizlik dolu monologlarını ustalıkla okuyucusuna aktaran Hugo, şüphesiz dönemin Fransa’sında adalet ve ceza sistemine en büyük eleştiriyi yaparak isimsiz mahkûmların savunuculuğunu üstlenmiştir.