Sıradışı bir Diyanet görevlisinin hatıratıBir gönül adamının penceresinden görünen dünya. Çilenin, mücadelenin, hayat kavgasının,bilmeye duyulan açlığın, kitapların, güzel dostların, sonsuz sohbetlerin, vefanın, ahlakın hayataasıl değerini kazandıran birer cevher olduğunun ispatı bir ömür. Davut Özgül, Bir İnsan Biriktirdimisimli hatıratında okurlarını derin bir hayat tecrübesine tanıklığa çağırıyor.
Alusi 1851'de Bağdat'tan İstanbul'a geldikten sonra Çengelköy'den İstanbul'a bakarak;"Gözlerimizin dudakları İstanbul'un yanaklarını öptü," der. Fatih'in gölgesinde sayeban olduğuçınarın yanı başındaki Hamdullahpaşa Camiinde Davut Hocam günde beş vakit Davudi sesiyleÇengelköylülerin gönül dudaklarını Hicaz toprağının yanaklarına değdirdi. Rabbim bu peygambervarisini biz cemaatine bağışlasın ve her dem Çengelköy'den kanatlanan gönül kuşlarımıza Kabe'yitavaftan sonra Medine'nin yeşil kubbesinin eteklerini öpmeyi nasip etsin. (Amin)
- Ümit Meriç
İstanbul gibi bir yerde duvara dayanırken bile tedbirli olmak lazım geldiğini söylerler; DavutHoca'yı, "Emînlik" mevzu bahis olunca duvara değil, başında pâre pâre dumanı ile yüce bir dağabenzetmek daha isabetli olacaktır: Onun biriktirdiği türden insanlar hiç eksilmesin iklimimizden.
- Ahmet Turan Alkan
Biz onu kendi halinde bir "hoca" olarak görürken, meğer o kendi derdindeymiş, kendiderdiyleymiş. Hoca kamuflajını kullanarak, başka yerlerde 'görünmez' olmuş, rahat rahatzevklerinin peşinden gitmiş. Zevk edindiği o kadim dertlerin... Bu yüzdendir ki, o bir şey anlatırsadinlerim, bir şey yazarsa okurum, bir yere çağırırsa giderim, bekle derse beklerim...
- İbrahim Paşalı
'Bir'e varma yolunda 'binbir' insan biriktiren, Çengelköyümüzün Davut Hocası bu hatıratla;öncesizlik ve sonrasızlık kubbesine bir kandil asmıştır. Biliniz ki, görünen yazılarının ardında, gönlünde binbir 'Eyyyvallah' gizlidir.Beyza Güdücü Belgesel YapımcısıDavut Özgül diliyle, has kelâmı; eliyle, has hayalleri biçimlendiren adamdır. İyi kitapların kaşifiolduğu bilinir de onun, ellerini umutlarıyla yarıştırdığı fazla bilinmez. Konuştukça genişleyen tebessümlerinde muhataplarına çınar serinliği yaşatması, gönlünde nişanladığı renklerden biryansımadır oysaki. Ah o renkler… Susuzluktan yarılmış topraklardan devşirilip, Toroslarınayazında çeliklenerek, Boğaz'ın maviliğine serilmiş renkler… Yokluğun, acının, hüznün ve hiçbitmeyen umudun renkleri… "Davut Özgül kimdir?" diye sormayınız artık; Davut Özgül orenklerin kendisi. Elinizdeki kitapsa bunun belgesi…
- Ömer Lekesiz
Davut Hoca deyince aklıma geçmişten geleceğe bir köprü, kültürlerin kesiştiği, yolların buluştuğu,yüreklerin birleştiği kadim bir dost, candan bir arkadaş, ailemden diyebileceğim yakınlıkta, genişyürekli, engin ufuklu, adalet ve merhamet rezervi yüksek bir adam geliyor.
- Turgay Aldemir
Kaht-ı ricalin kahredici sonuçlarına katlanmaya çalıştığımız bir zaman diliminde, hayatın cevr-ucefasını tebessümle selamlayan insanlık müstesnası nadide kişilik... Sahilin kıyılarında bir insanlıkmadeni... Naif ve narin yürek... Bir çınar adam... Bir liman insan... Yani Davut Özgül. Bizesöyleyecekleri var. Kulak verelim. Rabbim kalemine ve kalbine uzun ömürler versin güzel dost...
- Ramazan Kayan
Davut Hocayla tanışmam I. İstanbul trienalinde sergilediği bir tarağın üzerimdeki etkisiylegerçekleşti. İnce duyarlılıkların, hasbî ilişkilerin adamı. Böyle bir cami imamını tanımak İslam'ınince ayarlarda, dile gelmez ayrıntılarda gizli olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor. İslam'ın nasılyaşanması gerektiğine dair yeterince söz üretildi. Sözün vücut bulması ise her şeyden dahakıymetli. Davut Hocamız "işte insan!" nidasının karşılığı olarak yer etmiştir zihnimizde.
- Yıldız Ramazanoğlu
Kitapların da bir kaderi vardır.
- Halil Bingöl Sahaf
Sıradışı bir Diyanet görevlisinin hatıratıBir gönül adamının penceresinden görünen dünya. Çilenin, mücadelenin, hayat kavgasının,bilmeye duyulan açlığın, kitapların, güzel dostların, sonsuz sohbetlerin, vefanın, ahlakın hayataasıl değerini kazandıran birer cevher olduğunun ispatı bir ömür. Davut Özgül, Bir İnsan Biriktirdimisimli hatıratında okurlarını derin bir hayat tecrübesine tanıklığa çağırıyor.
Alusi 1851'de Bağdat'tan İstanbul'a geldikten sonra Çengelköy'den İstanbul'a bakarak;"Gözlerimizin dudakları İstanbul'un yanaklarını öptü," der. Fatih'in gölgesinde sayeban olduğuçınarın yanı başındaki Hamdullahpaşa Camiinde Davut Hocam günde beş vakit Davudi sesiyleÇengelköylülerin gönül dudaklarını Hicaz toprağının yanaklarına değdirdi. Rabbim bu peygambervarisini biz cemaatine bağışlasın ve her dem Çengelköy'den kanatlanan gönül kuşlarımıza Kabe'yitavaftan sonra Medine'nin yeşil kubbesinin eteklerini öpmeyi nasip etsin. (Amin)
- Ümit Meriç
İstanbul gibi bir yerde duvara dayanırken bile tedbirli olmak lazım geldiğini söylerler; DavutHoca'yı, "Emînlik" mevzu bahis olunca duvara değil, başında pâre pâre dumanı ile yüce bir dağabenzetmek daha isabetli olacaktır: Onun biriktirdiği türden insanlar hiç eksilmesin iklimimizden.
- Ahmet Turan Alkan
Biz onu kendi halinde bir "hoca" olarak görürken, meğer o kendi derdindeymiş, kendiderdiyleymiş. Hoca kamuflajını kullanarak, başka yerlerde 'görünmez' olmuş, rahat rahatzevklerinin peşinden gitmiş. Zevk edindiği o kadim dertlerin... Bu yüzdendir ki, o bir şey anlatırsadinlerim, bir şey yazarsa okurum, bir yere çağırırsa giderim, bekle derse beklerim...
- İbrahim Paşalı
'Bir'e varma yolunda 'binbir' insan biriktiren, Çengelköyümüzün Davut Hocası bu hatıratla;öncesizlik ve sonrasızlık kubbesine bir kandil asmıştır. Biliniz ki, görünen yazılarının ardında, gönlünde binbir 'Eyyyvallah' gizlidir.Beyza Güdücü Belgesel YapımcısıDavut Özgül diliyle, has kelâmı; eliyle, has hayalleri biçimlendiren adamdır. İyi kitapların kaşifiolduğu bilinir de onun, ellerini umutlarıyla yarıştırdığı fazla bilinmez. Konuştukça genişleyen tebessümlerinde muhataplarına çınar serinliği yaşatması, gönlünde nişanladığı renklerden biryansımadır oysaki. Ah o renkler… Susuzluktan yarılmış topraklardan devşirilip, Toroslarınayazında çeliklenerek, Boğaz'ın maviliğine serilmiş renkler… Yokluğun, acının, hüznün ve hiçbitmeyen umudun renkleri… "Davut Özgül kimdir?" diye sormayınız artık; Davut Özgül orenklerin kendisi. Elinizdeki kitapsa bunun belgesi…
- Ömer Lekesiz
Davut Hoca deyince aklıma geçmişten geleceğe bir köprü, kültürlerin kesiştiği, yolların buluştuğu,yüreklerin birleştiği kadim bir dost, candan bir arkadaş, ailemden diyebileceğim yakınlıkta, genişyürekli, engin ufuklu, adalet ve merhamet rezervi yüksek bir adam geliyor.
- Turgay Aldemir
Kaht-ı ricalin kahredici sonuçlarına katlanmaya çalıştığımız bir zaman diliminde, hayatın cevr-ucefasını tebessümle selamlayan insanlık müstesnası nadide kişilik... Sahilin kıyılarında bir insanlıkmadeni... Naif ve narin yürek... Bir çınar adam... Bir liman insan... Yani Davut Özgül. Bizesöyleyecekleri var. Kulak verelim. Rabbim kalemine ve kalbine uzun ömürler versin güzel dost...
- Ramazan Kayan
Davut Hocayla tanışmam I. İstanbul trienalinde sergilediği bir tarağın üzerimdeki etkisiylegerçekleşti. İnce duyarlılıkların, hasbî ilişkilerin adamı. Böyle bir cami imamını tanımak İslam'ınince ayarlarda, dile gelmez ayrıntılarda gizli olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor. İslam'ın nasılyaşanması gerektiğine dair yeterince söz üretildi. Sözün vücut bulması ise her şeyden dahakıymetli. Davut Hocamız "işte insan!" nidasının karşılığı olarak yer etmiştir zihnimizde.
- Yıldız Ramazanoğlu
Kitapların da bir kaderi vardır.
- Halil Bingöl Sahaf