“Toprağı tahrip ediyoruz çünkü onu bize ait bir mülk olarak görüyoruz. Toprağı bizim de ait olduğumuz bir topluluk olarak görmeye başladığımızda onu sevgi ve saygıyla kullanmaya başlayabiliriz.”
Dünyada uzun bir geçmişe sahip doğa koruma hareketini derinden etkileyen sadece birkaç düşünür vardır. ABD’de yabanıl alanlar sisteminin ve yaban hayatı ekolojisinin öncüsü Aldo Leopold da bu isimlerden biridir. İngiliz Guardian gazetesinin 2015 yılında dünyayı değiştiren on kitap arasına seçtiği doğa koruma klasiği Bir Kum Yöresi Almanağı’nda Leopold, ekoloji bilimini tarihle, felsefeyle, edebiyatla birleştirerek okuru “Bir Dağ Gibi Düşünmeye” davet ediyor. Doğayla ve canlılarla kurduğu empatiyle, şiirsel diliyle, nükteli sözleriyle içimize işleyerek, yediden yetmişe herkesi doğa korumacı yapıyor. Bizleri geleceğimizin yegâne teminatı olan doğanın zenginliklerini görüp “yaşadığımız toprakları bozmadan var olmaya” çağırıyor. İnsanın etik gelişiminin son aşaması toprağa moral değer verebilmektir dediği ünlü “Toprak Etiği” yazısıyla mevcut değerler sistemini kökünden değiştiriyor. Tüm dünyada milyonların elinden düşürmediği Bir Kum Yöresi Almanağı, yeryüzünün yaralarını vakit geçirmeden sarmaya başlamamız gereken 21. yüzyılda çevre tarihi, koruma biyolojisi, restorasyon ekolojisi, ekolojik ekonomi gibi yeni açılımlarıyla eğitimi, siyaseti, kültürü, toplumsal hayatı derinden etkilemeye devam ediyor... geleceğin ekoloji çağına doğru yeni ufuklar açıyor.
“Toprağı tahrip ediyoruz çünkü onu bize ait bir mülk olarak görüyoruz. Toprağı bizim de ait olduğumuz bir topluluk olarak görmeye başladığımızda onu sevgi ve saygıyla kullanmaya başlayabiliriz.”
Dünyada uzun bir geçmişe sahip doğa koruma hareketini derinden etkileyen sadece birkaç düşünür vardır. ABD’de yabanıl alanlar sisteminin ve yaban hayatı ekolojisinin öncüsü Aldo Leopold da bu isimlerden biridir. İngiliz Guardian gazetesinin 2015 yılında dünyayı değiştiren on kitap arasına seçtiği doğa koruma klasiği Bir Kum Yöresi Almanağı’nda Leopold, ekoloji bilimini tarihle, felsefeyle, edebiyatla birleştirerek okuru “Bir Dağ Gibi Düşünmeye” davet ediyor. Doğayla ve canlılarla kurduğu empatiyle, şiirsel diliyle, nükteli sözleriyle içimize işleyerek, yediden yetmişe herkesi doğa korumacı yapıyor. Bizleri geleceğimizin yegâne teminatı olan doğanın zenginliklerini görüp “yaşadığımız toprakları bozmadan var olmaya” çağırıyor. İnsanın etik gelişiminin son aşaması toprağa moral değer verebilmektir dediği ünlü “Toprak Etiği” yazısıyla mevcut değerler sistemini kökünden değiştiriyor. Tüm dünyada milyonların elinden düşürmediği Bir Kum Yöresi Almanağı, yeryüzünün yaralarını vakit geçirmeden sarmaya başlamamız gereken 21. yüzyılda çevre tarihi, koruma biyolojisi, restorasyon ekolojisi, ekolojik ekonomi gibi yeni açılımlarıyla eğitimi, siyaseti, kültürü, toplumsal hayatı derinden etkilemeye devam ediyor... geleceğin ekoloji çağına doğru yeni ufuklar açıyor.