“Mezarlığa geldik. Yürümekte zorluk çekiyordum. Destan yine kucağına aldı ve merdivenleri yavaş yavaş indi. Kendimi uzun zaman sonra evimde hissettim. Gerçekten mezarlık evimdi. Beni yavaşça bıraktı, duasını edip biraz uzaklaştı. Kafamı taşına koyduğumda ruhum dinlendi, kalbimin ağrıları durdu ve yorgunluğum geçti. Ağlayarak son bir şiir döküldü ağzımdan.
Benim evim sensin,
Aramızdaki toprak engeldi buna.
Güneş bile sığmıştı tabuta
Ucuna baykuş tünemiş, ötüyor.
Açsam pencereyi beklesem,
Gelir misin yamacıma?
Artık buralarda kalamam, sensiz yaşayamam
Anla...”
“Mezarlığa geldik. Yürümekte zorluk çekiyordum. Destan yine kucağına aldı ve merdivenleri yavaş yavaş indi. Kendimi uzun zaman sonra evimde hissettim. Gerçekten mezarlık evimdi. Beni yavaşça bıraktı, duasını edip biraz uzaklaştı. Kafamı taşına koyduğumda ruhum dinlendi, kalbimin ağrıları durdu ve yorgunluğum geçti. Ağlayarak son bir şiir döküldü ağzımdan.
Benim evim sensin,
Aramızdaki toprak engeldi buna.
Güneş bile sığmıştı tabuta
Ucuna baykuş tünemiş, ötüyor.
Açsam pencereyi beklesem,
Gelir misin yamacıma?
Artık buralarda kalamam, sensiz yaşayamam
Anla...”