Doğanın temel prensibi gereği, tüm canlılar en temel içgüdüleri olan hayatta kalma ve üreme eğilimi içindedir. İnsanda üreme güdüsü, duygular ve aşk ile anlamlandırılmış ve cinsellik de yaşamın en önemli parçalarından biri olmuştur. İnsan, bu bağlamda diğer canlılardan ayrılmaktadır.
Yüzyıllardır süregelen aşk, ilişki ve cinsellik üçlemesi, dönemlere bağlı olarak farklı algılanmış ancak temel olarak belli başlı argümanlara dayandırılmıştır. Kadın erkek ilişkisi, öteden beri tüm toplumlarda var olan, mevcut hayatlarımızı her anlamda etkileyen bir konudur; cinsellik, cinsellikte ruh hali, kadın erkek arasındaki denge, birlikteliklerin yaratabileceği iyi ve kötü durumlar, karşılaşabileceğimiz farklılıklar…
İşte cinsellikle ilgili sorabileceğimiz ve kendi içimizde cevap bulamadığımız tüm sorulara değindiğimiz bu kitabı okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.
Doğanın temel prensibi gereği, tüm canlılar en temel içgüdüleri olan hayatta kalma ve üreme eğilimi içindedir. İnsanda üreme güdüsü, duygular ve aşk ile anlamlandırılmış ve cinsellik de yaşamın en önemli parçalarından biri olmuştur. İnsan, bu bağlamda diğer canlılardan ayrılmaktadır.
Yüzyıllardır süregelen aşk, ilişki ve cinsellik üçlemesi, dönemlere bağlı olarak farklı algılanmış ancak temel olarak belli başlı argümanlara dayandırılmıştır. Kadın erkek ilişkisi, öteden beri tüm toplumlarda var olan, mevcut hayatlarımızı her anlamda etkileyen bir konudur; cinsellik, cinsellikte ruh hali, kadın erkek arasındaki denge, birlikteliklerin yaratabileceği iyi ve kötü durumlar, karşılaşabileceğimiz farklılıklar…
İşte cinsellikle ilgili sorabileceğimiz ve kendi içimizde cevap bulamadığımız tüm sorulara değindiğimiz bu kitabı okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.