Bugüne kadar yazılıp çizilenler, bir-iki ufak hadise dışında ortamın güllük gülistanlık, herkesin durumdan hoşnut olduğuna işaret ediyordu. Resmî tarihçilerin çizdiği bu “mutluluk tablosu”na cemaatin ileri gelenlerinin katkısı da azımsanamazdı. Lozan Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan feragat etmeye zorlanmşlar, “eğer vatandaşsan Türkçe konuş!” dayatmalarına ses çıkarmamışlar, Trakya’da evlerinin, işyerlerinin yağmalanmasını sineye çekmişler, ihtiyat olarak askere alınmalarına bile eyvallah demişler, Varlık Vergisi’yle servetlerine el konulmasına bile ses çıkarmamışlardı. Ne de olsa bunlar münferit “vaka”lardı !... Rıfat N. Bali uzun, zahmetli bir arşiv çalışmasını titizlikle hazırlanmış bir kitaba dönüştürdü ve bütün bu “münferit” vakaların, elhak kabul edilmiş “hoşgörü” söylemlerinin hiç de gerçeği yansıtmadığını, Tek Parti döneminde Yahudilere karşı uygulamaya konulan politikaların basbayağı sistematik bir “Türkleştirme amacı”nın yapı taşları olduğunu ortaya koyuyor.
Üç cilt olarak yayımlanması tasarlanan bu çalışma, Cumhuriyet’ten günümüze Türkiye Yahudilerinin tarihini, “resmî” olanın dışında ve ötesinde “gerçek tarihi”ni gün ışığına çıkarmayı amaçlıyor. Bu kapsamlı çalışmanın 1. cildi 1923-1945 arası dönemini kapsıyor; bu yılın sonlarında yayımlanacak 2. cilt Yahudilerin yeni kurulan İsrail’e göçlerini, son cilt ise çok partili hayata geçiş yıllarından günümüze cemaatkamuoyu-iktidar ilişkilerini konu alıyor.
Bugüne kadar yazılıp çizilenler, bir-iki ufak hadise dışında ortamın güllük gülistanlık, herkesin durumdan hoşnut olduğuna işaret ediyordu. Resmî tarihçilerin çizdiği bu “mutluluk tablosu”na cemaatin ileri gelenlerinin katkısı da azımsanamazdı. Lozan Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan feragat etmeye zorlanmşlar, “eğer vatandaşsan Türkçe konuş!” dayatmalarına ses çıkarmamışlar, Trakya’da evlerinin, işyerlerinin yağmalanmasını sineye çekmişler, ihtiyat olarak askere alınmalarına bile eyvallah demişler, Varlık Vergisi’yle servetlerine el konulmasına bile ses çıkarmamışlardı. Ne de olsa bunlar münferit “vaka”lardı !... Rıfat N. Bali uzun, zahmetli bir arşiv çalışmasını titizlikle hazırlanmış bir kitaba dönüştürdü ve bütün bu “münferit” vakaların, elhak kabul edilmiş “hoşgörü” söylemlerinin hiç de gerçeği yansıtmadığını, Tek Parti döneminde Yahudilere karşı uygulamaya konulan politikaların basbayağı sistematik bir “Türkleştirme amacı”nın yapı taşları olduğunu ortaya koyuyor.
Üç cilt olarak yayımlanması tasarlanan bu çalışma, Cumhuriyet’ten günümüze Türkiye Yahudilerinin tarihini, “resmî” olanın dışında ve ötesinde “gerçek tarihi”ni gün ışığına çıkarmayı amaçlıyor. Bu kapsamlı çalışmanın 1. cildi 1923-1945 arası dönemini kapsıyor; bu yılın sonlarında yayımlanacak 2. cilt Yahudilerin yeni kurulan İsrail’e göçlerini, son cilt ise çok partili hayata geçiş yıllarından günümüze cemaatkamuoyu-iktidar ilişkilerini konu alıyor.