Hey gidi günler dediğimiz zamanlar aslında çok eskide kalmadı. Günlük yaşamın hızlı değişimi çok değer verdiğimiz alışkanlıkları, eşyaları, yemekleri, vakitleri, lezzetleri, hayalleri, umutları bir anda geride bıraktı.
Bir zamanlar gündelik yaşamda çocuklardan gençlere, gençlerden ihtiyarlara, kadınlardan erkeklere, hayvanlardan eşyalara kadar hayatın her alanında neler vardı neler… Bir zamanlar çeşmelerin hayat sunan suları, ağaçların düdük olan dalları, değirmenlerin tüm dünyayı doyuran taşları, karpuzların akıllardan çıkmayan kan kırmızı renkleri vardı. Bir zamanlar tüm köye iğne yapılan şırıngaların, şifa dağıtan muskaların, dünyayı taşıyan atların, nalların, ekmeklerin, çatıları tutan tahtaların, kaymaklı bisküvilerin, bir türlü ayar tutmayan antenlerin unutulması mümkün mü?
‘Bir zamanlar’ dendiğinde akla gelen günlük yaşantıdan ve kültürel hayattan önemli unsurlar unutulmaya yüz tuttu. Toplumu ayakta ve hayatta tutan kültürel çeşitliliğin unutulmaması ve gelecek kuşaklara aktarılması gerektiği inancı bu eseri ortaya çıkarmıştır. Bu eserde ‘bir zamanlar’ın göz yaşartan yaşanmışlıklarını anı-hikâye tarzı bir anlatımla bulacaksınız.
“Bir Zamanlar, Adem Aruk’un, geçmişi elemek ve faydalı ürünleri gün yüzüne çıkarmak türünden kaleme aldığı, bizi bir miktar maziye götüren ve nice önemli kavram, deyim, hayat tecrübesini önümüze seren bir güzel çalışma. Ağırlıklı olarak eski köy yaşantısından beslenen, birçok şeyin hızla değiştiği günümüzde ‘maziye bir bakıver’ dedirten yerel bir kültür tarihi işçiliği. Çocukluk dönemi benim gibi Karadeniz’in bir köy ortamında geçmiş olanlar için tadı damakta kalan nice hoş anıların ve konuların derlendiği bir buket.”
Prof. Dr. Ahmet ÇAPKU
Hey gidi günler dediğimiz zamanlar aslında çok eskide kalmadı. Günlük yaşamın hızlı değişimi çok değer verdiğimiz alışkanlıkları, eşyaları, yemekleri, vakitleri, lezzetleri, hayalleri, umutları bir anda geride bıraktı.
Bir zamanlar gündelik yaşamda çocuklardan gençlere, gençlerden ihtiyarlara, kadınlardan erkeklere, hayvanlardan eşyalara kadar hayatın her alanında neler vardı neler… Bir zamanlar çeşmelerin hayat sunan suları, ağaçların düdük olan dalları, değirmenlerin tüm dünyayı doyuran taşları, karpuzların akıllardan çıkmayan kan kırmızı renkleri vardı. Bir zamanlar tüm köye iğne yapılan şırıngaların, şifa dağıtan muskaların, dünyayı taşıyan atların, nalların, ekmeklerin, çatıları tutan tahtaların, kaymaklı bisküvilerin, bir türlü ayar tutmayan antenlerin unutulması mümkün mü?
‘Bir zamanlar’ dendiğinde akla gelen günlük yaşantıdan ve kültürel hayattan önemli unsurlar unutulmaya yüz tuttu. Toplumu ayakta ve hayatta tutan kültürel çeşitliliğin unutulmaması ve gelecek kuşaklara aktarılması gerektiği inancı bu eseri ortaya çıkarmıştır. Bu eserde ‘bir zamanlar’ın göz yaşartan yaşanmışlıklarını anı-hikâye tarzı bir anlatımla bulacaksınız.
“Bir Zamanlar, Adem Aruk’un, geçmişi elemek ve faydalı ürünleri gün yüzüne çıkarmak türünden kaleme aldığı, bizi bir miktar maziye götüren ve nice önemli kavram, deyim, hayat tecrübesini önümüze seren bir güzel çalışma. Ağırlıklı olarak eski köy yaşantısından beslenen, birçok şeyin hızla değiştiği günümüzde ‘maziye bir bakıver’ dedirten yerel bir kültür tarihi işçiliği. Çocukluk dönemi benim gibi Karadeniz’in bir köy ortamında geçmiş olanlar için tadı damakta kalan nice hoş anıların ve konuların derlendiği bir buket.”
Prof. Dr. Ahmet ÇAPKU