“Karanlık büyüdükçe öfkesi artıyor. Nihayet avcının dişleri ense kökünde. O zaman anlıyor. Av da avcı da birdir. Bir ömür kovaladığı da, kaçtığı da kendisidir. Zapt edilemez bir iştahla yakaladığı da aslında kendi kuyruğudur.”
Yolun sonu belki de başına çıkar. Belki bitiş, başlangıçtır aslında. Belki de yaşamak, aslında hatırlamaktan ibarettir ve yaşam, genç girip yaşlı çıktığımız karanlık bir mağaradan başka bir şey değildir...
Zaman yolculuğunun mucidi Kadir Bayat, bir ömür kaçtığı ölümü bu defa kovalamaya başlayan Tuğrul dede, bir çift inciye dönüşmüş gözleriyle köye kıyameti getiren Kenan ve daha niceleri...
Murat K. Murat okuru mitik ve ütopiğin hatta distopiğin, rivayet ve kehanetin birbirine karıştığı, tanıdık ama aynı zamanda da yabancı bir dünyaya davet ediyor: Hem şimdinin hem geçmişin hem de geleceğin, kısaca bir zamanların dünyasına.
“Karanlık büyüdükçe öfkesi artıyor. Nihayet avcının dişleri ense kökünde. O zaman anlıyor. Av da avcı da birdir. Bir ömür kovaladığı da, kaçtığı da kendisidir. Zapt edilemez bir iştahla yakaladığı da aslında kendi kuyruğudur.”
Yolun sonu belki de başına çıkar. Belki bitiş, başlangıçtır aslında. Belki de yaşamak, aslında hatırlamaktan ibarettir ve yaşam, genç girip yaşlı çıktığımız karanlık bir mağaradan başka bir şey değildir...
Zaman yolculuğunun mucidi Kadir Bayat, bir ömür kaçtığı ölümü bu defa kovalamaya başlayan Tuğrul dede, bir çift inciye dönüşmüş gözleriyle köye kıyameti getiren Kenan ve daha niceleri...
Murat K. Murat okuru mitik ve ütopiğin hatta distopiğin, rivayet ve kehanetin birbirine karıştığı, tanıdık ama aynı zamanda da yabancı bir dünyaya davet ediyor: Hem şimdinin hem geçmişin hem de geleceğin, kısaca bir zamanların dünyasına.