Ceza hukuku, bireylerin devletin yaptırım gücüyle en ziyade karşılaştığı ve bu sebeple temel hak ihlallerinin en fazla yaşandığı alanların başında gelmektedir. Zira temel hak ve özgürlüklere müdahaleyi zorunlu kılan ceza muhakemesi işlemleri dolayısıyla birçok hak ihlali / ihlal iddiası gündeme gelmektedir. Niteliği itibariyle temel hak ve özgürlüklere ilişkin güvencelerin daralması veya bazı haklar bakımından ortadan kalkması sonucunu doğuran Olağanüstü Hal'in (OHAL) ilanı ve bu çerçevede icra edilen işlemler mezkûr hak ihlali iddialarının artmasına sebebiyet vermektedir.
Bununla birlikte, her ne kadar niteliği itibariyle temel hak ve özgürlüklerden bazılarının kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulmasını gerekli kılsa da OHAL'in hukuki bir rejim olduğu şüpheden uzaktır. Dolayısıyla OHAL çerçevesinde icra edilen işlemlerde de temel haklara saygı ilkesinin gözetilmesi gerektiği izahtan varestedir. Bu çerçevede "bir insanın hakkını vermek bütün insanlığın hakkını vermek gibidir" öğretisinden ilham alan bir algılama ve yargılama ufku çerçevesinde hareket edilmesi gerektiği aşikâr bir gerçektir.
Ceza hukuku, bireylerin devletin yaptırım gücüyle en ziyade karşılaştığı ve bu sebeple temel hak ihlallerinin en fazla yaşandığı alanların başında gelmektedir. Zira temel hak ve özgürlüklere müdahaleyi zorunlu kılan ceza muhakemesi işlemleri dolayısıyla birçok hak ihlali / ihlal iddiası gündeme gelmektedir. Niteliği itibariyle temel hak ve özgürlüklere ilişkin güvencelerin daralması veya bazı haklar bakımından ortadan kalkması sonucunu doğuran Olağanüstü Hal'in (OHAL) ilanı ve bu çerçevede icra edilen işlemler mezkûr hak ihlali iddialarının artmasına sebebiyet vermektedir.
Bununla birlikte, her ne kadar niteliği itibariyle temel hak ve özgürlüklerden bazılarının kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulmasını gerekli kılsa da OHAL'in hukuki bir rejim olduğu şüpheden uzaktır. Dolayısıyla OHAL çerçevesinde icra edilen işlemlerde de temel haklara saygı ilkesinin gözetilmesi gerektiği izahtan varestedir. Bu çerçevede "bir insanın hakkını vermek bütün insanlığın hakkını vermek gibidir" öğretisinden ilham alan bir algılama ve yargılama ufku çerçevesinde hareket edilmesi gerektiği aşikâr bir gerçektir.