Bittiği Yerde Başlar İmparatorluk'ta Doğan 16 Cumhuriyet Aydını

Stok Kodu:
9786059241083
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
528
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%19 indirimli
290,00TL
234,90TL
Taksitli fiyat: 9 x 28,71TL
9786059241083
989121
Bittiği Yerde Başlar
Bittiği Yerde Başlar İmparatorluk'ta Doğan 16 Cumhuriyet Aydını
234.90

Bu isimler, 1900 ile 1911 arasında doğdular. Hepsi de Osmanlı kimliği taşımaktaydı. Yine hepsi, ilk-orta-liseyi eski yazıyla okumuştu. Gençliklerinin ilk yıllarını Cumhuriyet öncesinde yaşamışlardı.

Bu özelliklerin onlara neler verdiği üzerinde durmak lazımdır. Öncelikle, ülkeler kaybetmenin ne demek olduğunu derinden duyarak gelmişlerdir. Bugünden bakınca, bu ağır durumun, onlara kaybettirdikleri yanında, kazandırdıkları da çok önemlidir. Acıdan daha öğretici ne vardır?

Düşmanın hücumu amansızdı. Türklüğü büsbütün yok etmek için saldırıyorlardı. Türk'e nefretlerini vahşetle göstere göstere, bağıra çağıra, hınçla yükleniyorlardı. Bundan dolayı, çocuk yaşlarında milliyetlerine sarılarak, Gökalp'in tabiriyle “eski kölenin vurmasıyla” kendilerini çok Türk hissederek büyüdüler.

Memleket topyekün bir kalkınma hamlesine girecekti. Bunun bir yolu da, gelişmiş düşmanın, yani savaşılan Batı'nın bilgi ve görgüsünü memlekete taşımaktı. Savaş biter bitmez, “Onlar nasıl kalkındıysa biz de o usullerle kalkınacağız!” fikri devreye sokulmuştur. Aslında, bu fikir yeni de değildir. En azından 1793'ten beri Osmanlı'da ana fikir buydu. Batı'nın her konudaki bilgi ve görgüsünü memlekete taşıyacak ve kalkınma hamlesine katacak olan, okuma çağındaki gençler olarak görülmüştür. Çünkü yetişmiş insan gücü zaten pek az kalmıştır. Hızla insan yetiştirmek lazımdır. Bu kitapta yer alan isimler, Cumhuriyet'in bu manada içeride dışarıda yetiştirdiği öne çıkmış kimseler arasındadır. Söz konusu isimlerin farklı görüş ve bakışları da eserin bir başka zenginliğidir.

Bu isimler, 1900 ile 1911 arasında doğdular. Hepsi de Osmanlı kimliği taşımaktaydı. Yine hepsi, ilk-orta-liseyi eski yazıyla okumuştu. Gençliklerinin ilk yıllarını Cumhuriyet öncesinde yaşamışlardı.

Bu özelliklerin onlara neler verdiği üzerinde durmak lazımdır. Öncelikle, ülkeler kaybetmenin ne demek olduğunu derinden duyarak gelmişlerdir. Bugünden bakınca, bu ağır durumun, onlara kaybettirdikleri yanında, kazandırdıkları da çok önemlidir. Acıdan daha öğretici ne vardır?

Düşmanın hücumu amansızdı. Türklüğü büsbütün yok etmek için saldırıyorlardı. Türk'e nefretlerini vahşetle göstere göstere, bağıra çağıra, hınçla yükleniyorlardı. Bundan dolayı, çocuk yaşlarında milliyetlerine sarılarak, Gökalp'in tabiriyle “eski kölenin vurmasıyla” kendilerini çok Türk hissederek büyüdüler.

Memleket topyekün bir kalkınma hamlesine girecekti. Bunun bir yolu da, gelişmiş düşmanın, yani savaşılan Batı'nın bilgi ve görgüsünü memlekete taşımaktı. Savaş biter bitmez, “Onlar nasıl kalkındıysa biz de o usullerle kalkınacağız!” fikri devreye sokulmuştur. Aslında, bu fikir yeni de değildir. En azından 1793'ten beri Osmanlı'da ana fikir buydu. Batı'nın her konudaki bilgi ve görgüsünü memlekete taşıyacak ve kalkınma hamlesine katacak olan, okuma çağındaki gençler olarak görülmüştür. Çünkü yetişmiş insan gücü zaten pek az kalmıştır. Hızla insan yetiştirmek lazımdır. Bu kitapta yer alan isimler, Cumhuriyet'in bu manada içeride dışarıda yetiştirdiği öne çıkmış kimseler arasındadır. Söz konusu isimlerin farklı görüş ve bakışları da eserin bir başka zenginliğidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat