Biyografik Dönemeç, tarih ve sosyal bilimlerde biyografi alanındaki gelişmelere ışık tutan en güncel araştırmaları bir araya getiriyor. Bu alanda önde gelen on beş akademisyen, biyografik perspektifi bir araştırma metodolojisi olarak sunuyor.
Biyografi, 1980’lerden bu yana akademik çevrelerde giderek daha çok rağbet görüyor. Bu kitap, beşerî bilimlerin içinden geçmekte olduğu biyografik dönemecin teorik sonuçlarını ve imkânlarını vurgulamaktadır. Kitabın bölümleri din, ırk, medya ve mikro tarih gibi konuları ele alarak biyografiyi sadece tarihçiler için değil aynı zamanda edebiyat, sosyoloji, ekonomi ve siyaset gibi alanlardaki keşifler için de uygun bir saha olarak sunmakta. Bu kitap tarihsel failliği, birincil kaynakların kullanımı ile bağlam ve tarih yazımının eleştirel analizini vurgulayarak biyografinin bilimsel bir metodoloji olarak nasıl iş görebileceğini göstermektedir.
20. yüzyıl tarih yazımında siyaset, toplum ve iktisat perspektifleri güç kazandı. Bireyin geçmiş üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olabileceği çoğunlukla göz ardı edildi. Bireysel yaşamların tarih anlatısı için devletler, kurumlar ve olguların tarihi kadar önemli olabileceği bu kitapta ileri sürülüyor. VakıfBank Kültür Yayınları’nın dilimize kazandırdığı bu eser biyografi, tarih ve tarih teorisi okurları için önemli ve değerli bir kaynaktır.
Biyografik Dönemeç, tarih ve sosyal bilimlerde biyografi alanındaki gelişmelere ışık tutan en güncel araştırmaları bir araya getiriyor. Bu alanda önde gelen on beş akademisyen, biyografik perspektifi bir araştırma metodolojisi olarak sunuyor.
Biyografi, 1980’lerden bu yana akademik çevrelerde giderek daha çok rağbet görüyor. Bu kitap, beşerî bilimlerin içinden geçmekte olduğu biyografik dönemecin teorik sonuçlarını ve imkânlarını vurgulamaktadır. Kitabın bölümleri din, ırk, medya ve mikro tarih gibi konuları ele alarak biyografiyi sadece tarihçiler için değil aynı zamanda edebiyat, sosyoloji, ekonomi ve siyaset gibi alanlardaki keşifler için de uygun bir saha olarak sunmakta. Bu kitap tarihsel failliği, birincil kaynakların kullanımı ile bağlam ve tarih yazımının eleştirel analizini vurgulayarak biyografinin bilimsel bir metodoloji olarak nasıl iş görebileceğini göstermektedir.
20. yüzyıl tarih yazımında siyaset, toplum ve iktisat perspektifleri güç kazandı. Bireyin geçmiş üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olabileceği çoğunlukla göz ardı edildi. Bireysel yaşamların tarih anlatısı için devletler, kurumlar ve olguların tarihi kadar önemli olabileceği bu kitapta ileri sürülüyor. VakıfBank Kültür Yayınları’nın dilimize kazandırdığı bu eser biyografi, tarih ve tarih teorisi okurları için önemli ve değerli bir kaynaktır.