Fuad Köprülü bu eserini yazana dek, döneminin ve öncesinin en tanınmış Bizans uzmanlarının ve tarihçilerin, Osmanlı müesseselerinin yapısının, İstanbul’un fethinin ardından Bizans İmparatorluğundan ve kültüründen alındığına dair görüşleri, bu konuyla ilgilenen herkes tarafından pek tartışılmadan genel kabul görmekteydi. Yayımlanmasının ardından Avrupalı tarihçiler arasında da büyük yankı uyandıran bu eserinde Köprülü sağlam bir tarihsel yönteme dayanarak, beylerbeyilik, kadıaskerlik, defterdarlık, kaptanpaşalık, vergi, tımar ve ordu sistemleri, hatta hadımağalık gibi Osmanlı devletinin temel müesseselerini ve bürokrasi unsurlarını tek tek inceleyerek, Osmanlı müesseselerinin Bizans müesseselerinin bir taklidi olmayıp, kendi geleneği içinde geliştiğini göstermiştir.
Fuad Köprülü bu eserini yazana dek, döneminin ve öncesinin en tanınmış Bizans uzmanlarının ve tarihçilerin, Osmanlı müesseselerinin yapısının, İstanbul’un fethinin ardından Bizans İmparatorluğundan ve kültüründen alındığına dair görüşleri, bu konuyla ilgilenen herkes tarafından pek tartışılmadan genel kabul görmekteydi. Yayımlanmasının ardından Avrupalı tarihçiler arasında da büyük yankı uyandıran bu eserinde Köprülü sağlam bir tarihsel yönteme dayanarak, beylerbeyilik, kadıaskerlik, defterdarlık, kaptanpaşalık, vergi, tımar ve ordu sistemleri, hatta hadımağalık gibi Osmanlı devletinin temel müesseselerini ve bürokrasi unsurlarını tek tek inceleyerek, Osmanlı müesseselerinin Bizans müesseselerinin bir taklidi olmayıp, kendi geleneği içinde geliştiğini göstermiştir.