“Bak, nasıl da özgün bir dünyada yaşıyoruz: Avrupa'da insan öldürmemiş ne kadar az insan var! Ve diğer insanların öldürmeyi arzu etmediği ne kadar az insan! Biz ise bir diğer insana duyulan sevginin, insanlardan arınmış bir huzurun ve içgüdülerden arınmış bir dinginliğin var olduğu bir dünyanın özlemini çekiyoruz. Sevginin ve gençliğin yasası böyle anlaşılan.
Tadeusz Borowski'nin olağanüstü yeteneği, sürdüğü kısa ama korkunç yaşamın ürünlerini bir edebiyat ve insanlık anıtına dönüştürmüştür. Nazizmin insanlara ne yaptığını, toplama kamplarında nasıl bir yaşamın sürdüğünü ondan daha güçlü anlatan biri çıkmamıştır. Bu çağdaş klasiği, Seda Köycü'nün Lehçe aslından yaptığı titiz çevirisiyle sunuyoruz.
“Bak, nasıl da özgün bir dünyada yaşıyoruz: Avrupa'da insan öldürmemiş ne kadar az insan var! Ve diğer insanların öldürmeyi arzu etmediği ne kadar az insan! Biz ise bir diğer insana duyulan sevginin, insanlardan arınmış bir huzurun ve içgüdülerden arınmış bir dinginliğin var olduğu bir dünyanın özlemini çekiyoruz. Sevginin ve gençliğin yasası böyle anlaşılan.
Tadeusz Borowski'nin olağanüstü yeteneği, sürdüğü kısa ama korkunç yaşamın ürünlerini bir edebiyat ve insanlık anıtına dönüştürmüştür. Nazizmin insanlara ne yaptığını, toplama kamplarında nasıl bir yaşamın sürdüğünü ondan daha güçlü anlatan biri çıkmamıştır. Bu çağdaş klasiği, Seda Köycü'nün Lehçe aslından yaptığı titiz çevirisiyle sunuyoruz.