"Dede bir tahta sandığı iskemle yapıp onun üstünde otururdu. Çocuk oyunlarının zamanı vardı. İlkbaharda uçurtmadan başlayıp topaca kadar sıralanırdı. Seksek oyunu her zaman oynanırdı. Kuru havalarda çember çevrilir, topaç kamçılanır, kaptan ve zıpzıp oynanırdı. Selim dede çocukların şikayetlerini dinler, onlara hakemlik eder, sözünü hepsi doğru kabul ederdi. Kavga edip darılanları dedenin bir işareti barıştırırdı."
Kemalettin Tuğcu Bizim Mahallenin Çocukları kitabında; dayanışmanın, mahalle kültürünün, birbirine güvenmenin çocukların gelişimindeki önemine dikkat çekiyor ve genç yaşlı demeden herkesin sorumluluklarının olduğunu vurguluyor. Her kitabın arkasındaki sözlük ile yazarın kurduğu dünyayı bozmadan okurlara sunuyoruz.
"Dede bir tahta sandığı iskemle yapıp onun üstünde otururdu. Çocuk oyunlarının zamanı vardı. İlkbaharda uçurtmadan başlayıp topaca kadar sıralanırdı. Seksek oyunu her zaman oynanırdı. Kuru havalarda çember çevrilir, topaç kamçılanır, kaptan ve zıpzıp oynanırdı. Selim dede çocukların şikayetlerini dinler, onlara hakemlik eder, sözünü hepsi doğru kabul ederdi. Kavga edip darılanları dedenin bir işareti barıştırırdı."
Kemalettin Tuğcu Bizim Mahallenin Çocukları kitabında; dayanışmanın, mahalle kültürünün, birbirine güvenmenin çocukların gelişimindeki önemine dikkat çekiyor ve genç yaşlı demeden herkesin sorumluluklarının olduğunu vurguluyor. Her kitabın arkasındaki sözlük ile yazarın kurduğu dünyayı bozmadan okurlara sunuyoruz.