Oktay Duman, sosyalist hareketin farklı kuşaklarında yer alan devrimcilerin yaşamöykülerinin izini sürmeye devam ediyor. Bu sefer Manisa Gölmarmara’da 1960’lı yılların başında sosyalizmle tanışan, ömrünün 60 yılını sosyalist mücadeleye adamış, Ege’de TİP’in sembollerinden, birçok devrimci ve sosyalist çevrenin adını saygıyla andığı Savaş Al’ın yaşamını anlatıyor. Bu kitapla, 1960’lı yılların başından itibaren köy köy, kasaba kasaba sosyalist mücadelenin hangi çileli yollardan geçerek bugünlere geldiğini çarpıcı bir yaşamöyküsüyle okuyucuya aktarıyor. Bu yolcululukta ise ona, 1960’lı yılların başından öldüğü güne kadar inatçı ve inançlı bir Marksist olarak yaşamış, heyecanını ve idealizmini hiçbir zaman yitirmemiş bir komünist olan Savaş Al eşlik ediyor. Bu çalışmasıyla Savaş Al’ı yakından tanımak, onun uzun yıllara dayanan mücadele deneyiminden damıttığı sonuçlardan yararlanmak isteyenlere verimli bir kaynak sunuyor. Okuyucu, Savaş Al’ın mücadele hayatını kendi ağzından soluksuz dinlerken, bu topraklarda sosyalist mücadelenin hangi zorluklar ve bedellerle bugünlere geldiğine bir kez daha tanıklık ediyor. Savaş Al’ın mücadele hayatı bizlere; yaratıcılıktan uzak, bilimsel ve eleştirel olmayan bir aklın, Marksist bir eğitimle taçlanmamış bilginin, coşkudan yoksun, militanlıktan uzak, kendini günün değişen koşullarına göre uyarlayamamış bir devrimciliğin, ısrarlı olmaktan yoksun bir örgütçülüğün, sürekliliği sağlanamamış hiçbir politik kitle çalışmasının ödenen bedellere rağmen bu topraklarda neden başarılı olamayacağını bir kez daha gösteriyor. Savaş Al, kitap boyunca aldığı bütün yenilgilere rağmen sosyalizm kavgasının sürdüğünü dile getirirken “Bizim de Günümüz Gelecek” diyerek uzaklardan bizlere seslenmeye devam ediyor.
KDV’den muaftır.
Oktay Duman, sosyalist hareketin farklı kuşaklarında yer alan devrimcilerin yaşamöykülerinin izini sürmeye devam ediyor. Bu sefer Manisa Gölmarmara’da 1960’lı yılların başında sosyalizmle tanışan, ömrünün 60 yılını sosyalist mücadeleye adamış, Ege’de TİP’in sembollerinden, birçok devrimci ve sosyalist çevrenin adını saygıyla andığı Savaş Al’ın yaşamını anlatıyor. Bu kitapla, 1960’lı yılların başından itibaren köy köy, kasaba kasaba sosyalist mücadelenin hangi çileli yollardan geçerek bugünlere geldiğini çarpıcı bir yaşamöyküsüyle okuyucuya aktarıyor. Bu yolcululukta ise ona, 1960’lı yılların başından öldüğü güne kadar inatçı ve inançlı bir Marksist olarak yaşamış, heyecanını ve idealizmini hiçbir zaman yitirmemiş bir komünist olan Savaş Al eşlik ediyor. Bu çalışmasıyla Savaş Al’ı yakından tanımak, onun uzun yıllara dayanan mücadele deneyiminden damıttığı sonuçlardan yararlanmak isteyenlere verimli bir kaynak sunuyor. Okuyucu, Savaş Al’ın mücadele hayatını kendi ağzından soluksuz dinlerken, bu topraklarda sosyalist mücadelenin hangi zorluklar ve bedellerle bugünlere geldiğine bir kez daha tanıklık ediyor. Savaş Al’ın mücadele hayatı bizlere; yaratıcılıktan uzak, bilimsel ve eleştirel olmayan bir aklın, Marksist bir eğitimle taçlanmamış bilginin, coşkudan yoksun, militanlıktan uzak, kendini günün değişen koşullarına göre uyarlayamamış bir devrimciliğin, ısrarlı olmaktan yoksun bir örgütçülüğün, sürekliliği sağlanamamış hiçbir politik kitle çalışmasının ödenen bedellere rağmen bu topraklarda neden başarılı olamayacağını bir kez daha gösteriyor. Savaş Al, kitap boyunca aldığı bütün yenilgilere rağmen sosyalizm kavgasının sürdüğünü dile getirirken “Bizim de Günümüz Gelecek” diyerek uzaklardan bizlere seslenmeye devam ediyor.
KDV’den muaftır.