“Görünüşte sıradan” insanların kişisel cevherini keşfetmede keskin bir göz, bunu aktarmada leziz bir kalem Artun Ünsal. Yıllar önce başlattığı ve kendi adıyla birlikte anılan bir tür halini alan “sıradan insan portreleri”nde yepyeni bir toplam Boğaz'ın İnsanları (Boğaziçi'nde Tanıdık Yüzler). Çeyrek asırdan fazla bir zamandır Çengelköy sakini Ünsal, Üsküdar'dan Paşabahçe'ye yer yer Beyoğlu, Ortaköy ve Beşiktaş'a uğrayarak balıkçısından çiçekçisine, halatçısından dişçisine, mimarından pastanecisine kırk dört “sıradan insan” portresi çiziyor bize.
Belki yanımızdan geçen, belki dükkânından alışveriş yaptığımız insanlar bunlar, aslında hepsini yakından tanıyoruz. Günlük hayhuy içinde hem var hem yoklar... Ama artık varlar. Artun Ünsal'ın kaleminden bir küçük insanlar fotoğrafhanesi, Boğaz'ın İnsanları.
Ara Güler'in söylediği gibi: “Hayat dediğin, küçük adamların hikâyesidir.”
“Görünüşte sıradan” insanların kişisel cevherini keşfetmede keskin bir göz, bunu aktarmada leziz bir kalem Artun Ünsal. Yıllar önce başlattığı ve kendi adıyla birlikte anılan bir tür halini alan “sıradan insan portreleri”nde yepyeni bir toplam Boğaz'ın İnsanları (Boğaziçi'nde Tanıdık Yüzler). Çeyrek asırdan fazla bir zamandır Çengelköy sakini Ünsal, Üsküdar'dan Paşabahçe'ye yer yer Beyoğlu, Ortaköy ve Beşiktaş'a uğrayarak balıkçısından çiçekçisine, halatçısından dişçisine, mimarından pastanecisine kırk dört “sıradan insan” portresi çiziyor bize.
Belki yanımızdan geçen, belki dükkânından alışveriş yaptığımız insanlar bunlar, aslında hepsini yakından tanıyoruz. Günlük hayhuy içinde hem var hem yoklar... Ama artık varlar. Artun Ünsal'ın kaleminden bir küçük insanlar fotoğrafhanesi, Boğaz'ın İnsanları.
Ara Güler'in söylediği gibi: “Hayat dediğin, küçük adamların hikâyesidir.”