"Biz Avrupa'ya giderken başımız öne eğik gitmiyoruz çünkü biz kadın, çocuk öldürmedik; ibadet yerlerini yıkmadık."
diyen Aliya'ya bu sözü söyleten, onun savaş ya da barış fark etmez yönettiği süre boyunca Sırp, Hırvat, Boşnak fark etmeksizin her kesimden insana karşı gösterdiği adil tutumudur. Çok büyük haksızlıklara maruz kaldığı halde
ilhamını Kur'an'dan alan Aliya'ya hiçbir güç Kur'an'ın ön gördüğü davranış tarzından başkasına yönlendirememiştir.
Hareket noktası İslam olan bir liderin hayatında düşman da olsa yaşlılara, kadınlara, çocuklara ve esirlere davranma biçimi bellidir. Emredilen tavrın dışına çıkıldığındaysa zulüm peyda olur. İslam'ı kendisine referans olarak alan hayatının öznesi kılan bir insan ölçülere uyunca çok kirli bir savaştan bile temiz olarak alnının akıyla çıkar.
Aliya'nın şu sözünü hayatın hey yönüyle düşünmek ve tatbik etmek gerekir:
"Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir." Çünkü düşmana benzemekten başka daha zelil bir kayıp
yoktur.
"Biz Avrupa'ya giderken başımız öne eğik gitmiyoruz çünkü biz kadın, çocuk öldürmedik; ibadet yerlerini yıkmadık."
diyen Aliya'ya bu sözü söyleten, onun savaş ya da barış fark etmez yönettiği süre boyunca Sırp, Hırvat, Boşnak fark etmeksizin her kesimden insana karşı gösterdiği adil tutumudur. Çok büyük haksızlıklara maruz kaldığı halde
ilhamını Kur'an'dan alan Aliya'ya hiçbir güç Kur'an'ın ön gördüğü davranış tarzından başkasına yönlendirememiştir.
Hareket noktası İslam olan bir liderin hayatında düşman da olsa yaşlılara, kadınlara, çocuklara ve esirlere davranma biçimi bellidir. Emredilen tavrın dışına çıkıldığındaysa zulüm peyda olur. İslam'ı kendisine referans olarak alan hayatının öznesi kılan bir insan ölçülere uyunca çok kirli bir savaştan bile temiz olarak alnının akıyla çıkar.
Aliya'nın şu sözünü hayatın hey yönüyle düşünmek ve tatbik etmek gerekir:
"Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir." Çünkü düşmana benzemekten başka daha zelil bir kayıp
yoktur.