İsmail Gümüş adlı büyük bir öykücümüzün bulunduğunu yemin ederim bilmiyordum. Onun Boşnak Türküsü adlı kitabını hayranlıkla okudum, dostlarıma övdüm ve okumalarını salık verdim. (...) İsmail Gümüşün öykülerinde, Boşnaklığa bir de göçmenlik eklenmektedir ki, yapıtın dramatik öğesini yüklenen belli başlı izleklerden biridir bu. Ama kimi eleştirmenlerimizin dediği gibi, büyük öykücümüz İsmail Gümüş, dramatik öğeyi yüreğimizi burkmak için kullanmıyor, hatta hiç kullanmıyor, biçeminde öylesine ağırbaşlı ve temkinli ki, eğer biraz üstümüze düşse bütün etki bir anda yok olacaktır. Bunun gibi, İsmail Gümüşün biçemini şiirli diye nitelemek de yanlış bence; yazarımız, daha çok klasik bir yazarın ya da bir tragedya yazarının soğukkanlı ve hesaplı anlatımı içinde kalmaya dikkat etmektedir. Yüreğimizin burkulması ve şiir tadı, işte bu tutumun ve dikkatin sanki istenmeden ortaya çıkmış bir yan ürünüdür.
İsmail Gümüş adlı büyük bir öykücümüzün bulunduğunu yemin ederim bilmiyordum. Onun Boşnak Türküsü adlı kitabını hayranlıkla okudum, dostlarıma övdüm ve okumalarını salık verdim. (...) İsmail Gümüşün öykülerinde, Boşnaklığa bir de göçmenlik eklenmektedir ki, yapıtın dramatik öğesini yüklenen belli başlı izleklerden biridir bu. Ama kimi eleştirmenlerimizin dediği gibi, büyük öykücümüz İsmail Gümüş, dramatik öğeyi yüreğimizi burkmak için kullanmıyor, hatta hiç kullanmıyor, biçeminde öylesine ağırbaşlı ve temkinli ki, eğer biraz üstümüze düşse bütün etki bir anda yok olacaktır. Bunun gibi, İsmail Gümüşün biçemini şiirli diye nitelemek de yanlış bence; yazarımız, daha çok klasik bir yazarın ya da bir tragedya yazarının soğukkanlı ve hesaplı anlatımı içinde kalmaya dikkat etmektedir. Yüreğimizin burkulması ve şiir tadı, işte bu tutumun ve dikkatin sanki istenmeden ortaya çıkmış bir yan ürünüdür.