"Köylüler vardı kanla, köpükle yoğrulmuş topraklar üzerinde; yaşları çok ilerlemişti. Kimisi susuyor, kimisi de, "Ya, işte böyle!.." diyordu sadece... Ben onları deşmeye çalışıyordum; karşımdakiler ise rüyasız geçen bir uykunun sonundaki insanlar gibi tüm gecenin nasıl olduğunu anlamak için hâlâ bakışlarını gezdiriyorlardı etraflarında. Çal köyü, Zafertepe, ilerde Dumlupınar susan köylülerin yanında, "Biz buradayız" dercesine geçmişi seriyordu ufuklarımıza." -Bekir Büyükarkın- Yazar, Bozkırda Sabah için iki yıl uğraşmış, savaşın geçtiği her yeri gezmiştir. Bozkırda Sabah, savaş sonu yıllarının bezginliğini, Türk Kurtuluş Savaşı’nın çeşitli yönlerini, inanmışlarla inanmamışların çatışmasını, yalnızlığın derin boşluğunu ve iradenin zaferini dile getirmektedir.
"Köylüler vardı kanla, köpükle yoğrulmuş topraklar üzerinde; yaşları çok ilerlemişti. Kimisi susuyor, kimisi de, "Ya, işte böyle!.." diyordu sadece... Ben onları deşmeye çalışıyordum; karşımdakiler ise rüyasız geçen bir uykunun sonundaki insanlar gibi tüm gecenin nasıl olduğunu anlamak için hâlâ bakışlarını gezdiriyorlardı etraflarında. Çal köyü, Zafertepe, ilerde Dumlupınar susan köylülerin yanında, "Biz buradayız" dercesine geçmişi seriyordu ufuklarımıza." -Bekir Büyükarkın- Yazar, Bozkırda Sabah için iki yıl uğraşmış, savaşın geçtiği her yeri gezmiştir. Bozkırda Sabah, savaş sonu yıllarının bezginliğini, Türk Kurtuluş Savaşı’nın çeşitli yönlerini, inanmışlarla inanmamışların çatışmasını, yalnızlığın derin boşluğunu ve iradenin zaferini dile getirmektedir.