Yalçın Çakır, yılların habercisi, belgeselcisi. Özellikle televizyon sayesinde onu tanıyanların sayısı bir hayli fazla. Gezi Parkı olaylarının başından itibaren her gün sokaklardaydı. Fotoğraflar çekti, eylemcilerle konuştu, hükümet temsilcilerinin ve yöneticilerin açıklamalarını, eylemcilerin düşüncelerini, isteklerini dinledi, olan-biteni en yakından, en içeriden izledi, yaşadı. Kâh biber gazı yedi, kâh TOMA'ların sıktığı sudan nasibini aldı. Parkta yattı, yaralandı, koştu, her yere yetişmeye çalıştı. Hep meydandaydı, hep sokaktaydı. Her gün not tuttu. Amacı, bir habercinin gözüyle yaşananları ilk elden kaydetmekti.
Bu Daha Başlangıç, baştan sona, 2013 yılının Mayıs-Haziran aylarında yaşananların, İstanbul'da başlayıp çığ gibi bütün ülkeye yayılan, hepimizin yaşamını değiştiren olayların belgeseli niteliğinde. İçeriden ve tarafsız bir bakışla, kendi çektiği fotoğraflarla tarihe düşülmüş bir kayıt.
Yalçın Çakır, kendi gördüklerini, kendi duyduklarını yazıyor. Onun son derece akıcı bir dille anlattıkları, gelişmeleri tüm hızıyla, tüm aksiyonuyla yansıtırken bilmediğimiz, görmediğimiz kimi köşelere de ışık tutuyor. Unutulmayacak, unutulmaması gereken günlere bir habercinin gözünden bakmak isteyenlere...
Yalçın Çakır, yılların habercisi, belgeselcisi. Özellikle televizyon sayesinde onu tanıyanların sayısı bir hayli fazla. Gezi Parkı olaylarının başından itibaren her gün sokaklardaydı. Fotoğraflar çekti, eylemcilerle konuştu, hükümet temsilcilerinin ve yöneticilerin açıklamalarını, eylemcilerin düşüncelerini, isteklerini dinledi, olan-biteni en yakından, en içeriden izledi, yaşadı. Kâh biber gazı yedi, kâh TOMA'ların sıktığı sudan nasibini aldı. Parkta yattı, yaralandı, koştu, her yere yetişmeye çalıştı. Hep meydandaydı, hep sokaktaydı. Her gün not tuttu. Amacı, bir habercinin gözüyle yaşananları ilk elden kaydetmekti.
Bu Daha Başlangıç, baştan sona, 2013 yılının Mayıs-Haziran aylarında yaşananların, İstanbul'da başlayıp çığ gibi bütün ülkeye yayılan, hepimizin yaşamını değiştiren olayların belgeseli niteliğinde. İçeriden ve tarafsız bir bakışla, kendi çektiği fotoğraflarla tarihe düşülmüş bir kayıt.
Yalçın Çakır, kendi gördüklerini, kendi duyduklarını yazıyor. Onun son derece akıcı bir dille anlattıkları, gelişmeleri tüm hızıyla, tüm aksiyonuyla yansıtırken bilmediğimiz, görmediğimiz kimi köşelere de ışık tutuyor. Unutulmayacak, unutulmaması gereken günlere bir habercinin gözünden bakmak isteyenlere...