Budapeşte’de Bir Osmanlı Şehzadesi

Stok Kodu:
9789750862892
Boyut:
16.5x24
Sayfa Sayısı:
216
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%30 indirimli
260,00TL
182,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 22,24TL
9789750862892
1332380
Budapeşte’de Bir Osmanlı Şehzadesi
Budapeşte’de Bir Osmanlı Şehzadesi
182.00

Sultan Abdülhamid’in şehzadelerinden Mehmed Abdülkadir Efendi, 1924 yılında Osmanlı hanedanının yurtdışına sürülmesiyle hayatı altüst olan hanedan mensup­larının en ilginçlerindendi. Saltanat devrinde isyankâr tavırları sonucu babasının hışmına uğrayan Mehmed Abdülkadir Efendi, sürgünden sonra ailesiyle birlikte yer­leştiği Macaristan’da renkli gece hayatı ve Şark usulü çokeşli aile yapısı ile Macar bası­nının ilgi odağı olmuştu. İki eşinden ayrıldıktan sonra üçüncü eşiyle Macaristan’dan Bulgaristan’a geçen şehzade, son eşi tarafından da terk edilip İkinci Dünya Savaşı esnasında Sofya’da vuku bulan bir hava saldırısında hayatını kaybetmişti.
Budapeşte’de Bir Osmanlı Şehzadesi aldığı Batı kültürü ve görgüsüne rağmenözünde mensup olduğu despotik Doğu geleneğinden sıyrılamamış ve belli bir yaşa kadar da geçim sıkıntısı gibi dertlerden bihaber bir insanın sefalete düşüşünün ibret verici hikâyesini sunarken yirminci yüzyılın başlarında bir Orta Avrupa ülkesinde Türklere ne gözle bakıldığını da gösteriyor.

Sultan Abdülhamid’in şehzadelerinden Mehmed Abdülkadir Efendi, 1924 yılında Osmanlı hanedanının yurtdışına sürülmesiyle hayatı altüst olan hanedan mensup­larının en ilginçlerindendi. Saltanat devrinde isyankâr tavırları sonucu babasının hışmına uğrayan Mehmed Abdülkadir Efendi, sürgünden sonra ailesiyle birlikte yer­leştiği Macaristan’da renkli gece hayatı ve Şark usulü çokeşli aile yapısı ile Macar bası­nının ilgi odağı olmuştu. İki eşinden ayrıldıktan sonra üçüncü eşiyle Macaristan’dan Bulgaristan’a geçen şehzade, son eşi tarafından da terk edilip İkinci Dünya Savaşı esnasında Sofya’da vuku bulan bir hava saldırısında hayatını kaybetmişti.
Budapeşte’de Bir Osmanlı Şehzadesi aldığı Batı kültürü ve görgüsüne rağmenözünde mensup olduğu despotik Doğu geleneğinden sıyrılamamış ve belli bir yaşa kadar da geçim sıkıntısı gibi dertlerden bihaber bir insanın sefalete düşüşünün ibret verici hikâyesini sunarken yirminci yüzyılın başlarında bir Orta Avrupa ülkesinde Türklere ne gözle bakıldığını da gösteriyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat