Bu çalışma, İmam Buhârî’nin meşhur eseri el-Câmiu’s-Sahîh’te yer alan ve dört büyük İslâm mezhebi tarafından uygulanmayan hadislerin tahliline odaklanmaktadır. Çalışmada, Buhârî’nin hadisleri seçerken izlediği metodoloji ile mezheplerin hadis kabul etme kriterleri arasındaki farklar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Buhârî’nin hadis ilmindeki konumu, dört mezhebin hadisleri değerlendirirken uyguladığı farklı yöntemler ve bu yöntemlerin fıkıh ilmine katkıları ele alınarak analiz edilmiştir. Buhârî, el Câmiu’s-Sahîh’te yer alan hadislerin Sahîhliğine büyük önem vermiştir. Hadislerin isnad zincirlerinin sağlamlığı onun için öncelikli bir kriter olmuştur. Ancak dört mezhebin fıkıh usûlü ve hadis kabul kriterleri, sadece isnad zincirine değil, hadis metinlerinin Kur’an’a, Sünnete ve İslâm’ın genel ilkelerine uygunluğunu da şart koşmuştur. Bu durum, mezheplerin Buhârî’nin eserinde yer alan bazı hadisleri neden kabul etmediğini açıklamaktadır. Mezhepler, metinlerdeki açık çelişkiler veya İslâm’ın genel ilkelerine aykırılık gördüklerinde bu hadislerle amel etmeyi reddetmişlerdir. Çalışmada, mezhepler tarafından kabul edilmeyen hadislerin detaylı analizine yer verilmiştir. Bazı hadislerin isnad açısından Sahîh olduğu, ancak metin açısından mezheplerin fıkıh usûlüyle örtüşmediği tespit edilmiştir. Mezhepler, bu hadislerin nesh edilmiş olabileceği ya da belirli bir bağlamda geçerli olduklarını öne sürerek bu rivayetlerle amel etmemişlerdir. Özellikle yirmi beş rivayet üzerinde durulmuş ve bunların farklı gerekçelerle mezhepler tarafından uygulanmadığı açıklanmıştır. Mezhep âlimleri, üç rivayeti mensuh, iki rivayeti ise illetli kabul etmişlerdir. Geriye kalan rivayetler ise Kur’an, icmâ ve râvi uygulamasına aykırılık gibi nedenlerle reddedilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, Buhârî’nin dört mezhebin içtihatlarından farklı bir metodoloji izlediği görülmektedir. Yirmi beş rivayetten dokuzuyla amel ederek dört mezhepten ayrılmış, geri kalan rivayetlerde ise cumhurla aynı görüşü paylaşmıştır. Buhârî’nin bu tutumu, eserini oluştururken sadece kendi görüşlerine değil, bazı âlimlerin de bu hadislerle amel etmelerini göz önünde bulundurduğunu göstermektedir. Ayrıca, bazı rivayetleri mensuh olarak değerlendirdiği düşüncesi de dile getirilmiştir. Sonuç olarak, Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh’teki hadisleri tasnif etme süreci, mezheplerin fıkıh usûlüyle her zaman birebir örtüşmemektedir. Buhârî’nin hadis ilmindeki otoritesi her ne kadar tartışılmaz olsa da mezheplerin içtihat süreçleri daha geniş bir metodolojik yaklaşıma sahiptir. Bu da sadece isnad sağlamlığına değil metnin anlamına ve İslâm’ın genel ilkelerine uygunluğa da önem verdiklerini göstermektedir. Çalışma, Buhârî’nin hadis metodolojisinin derinlemesine bir analizini sunarken mezheplerin hadis kabulündeki titizliğine de dikkat çekmektedir
Bu çalışma, İmam Buhârî’nin meşhur eseri el-Câmiu’s-Sahîh’te yer alan ve dört büyük İslâm mezhebi tarafından uygulanmayan hadislerin tahliline odaklanmaktadır. Çalışmada, Buhârî’nin hadisleri seçerken izlediği metodoloji ile mezheplerin hadis kabul etme kriterleri arasındaki farklar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Buhârî’nin hadis ilmindeki konumu, dört mezhebin hadisleri değerlendirirken uyguladığı farklı yöntemler ve bu yöntemlerin fıkıh ilmine katkıları ele alınarak analiz edilmiştir. Buhârî, el Câmiu’s-Sahîh’te yer alan hadislerin Sahîhliğine büyük önem vermiştir. Hadislerin isnad zincirlerinin sağlamlığı onun için öncelikli bir kriter olmuştur. Ancak dört mezhebin fıkıh usûlü ve hadis kabul kriterleri, sadece isnad zincirine değil, hadis metinlerinin Kur’an’a, Sünnete ve İslâm’ın genel ilkelerine uygunluğunu da şart koşmuştur. Bu durum, mezheplerin Buhârî’nin eserinde yer alan bazı hadisleri neden kabul etmediğini açıklamaktadır. Mezhepler, metinlerdeki açık çelişkiler veya İslâm’ın genel ilkelerine aykırılık gördüklerinde bu hadislerle amel etmeyi reddetmişlerdir. Çalışmada, mezhepler tarafından kabul edilmeyen hadislerin detaylı analizine yer verilmiştir. Bazı hadislerin isnad açısından Sahîh olduğu, ancak metin açısından mezheplerin fıkıh usûlüyle örtüşmediği tespit edilmiştir. Mezhepler, bu hadislerin nesh edilmiş olabileceği ya da belirli bir bağlamda geçerli olduklarını öne sürerek bu rivayetlerle amel etmemişlerdir. Özellikle yirmi beş rivayet üzerinde durulmuş ve bunların farklı gerekçelerle mezhepler tarafından uygulanmadığı açıklanmıştır. Mezhep âlimleri, üç rivayeti mensuh, iki rivayeti ise illetli kabul etmişlerdir. Geriye kalan rivayetler ise Kur’an, icmâ ve râvi uygulamasına aykırılık gibi nedenlerle reddedilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, Buhârî’nin dört mezhebin içtihatlarından farklı bir metodoloji izlediği görülmektedir. Yirmi beş rivayetten dokuzuyla amel ederek dört mezhepten ayrılmış, geri kalan rivayetlerde ise cumhurla aynı görüşü paylaşmıştır. Buhârî’nin bu tutumu, eserini oluştururken sadece kendi görüşlerine değil, bazı âlimlerin de bu hadislerle amel etmelerini göz önünde bulundurduğunu göstermektedir. Ayrıca, bazı rivayetleri mensuh olarak değerlendirdiği düşüncesi de dile getirilmiştir. Sonuç olarak, Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh’teki hadisleri tasnif etme süreci, mezheplerin fıkıh usûlüyle her zaman birebir örtüşmemektedir. Buhârî’nin hadis ilmindeki otoritesi her ne kadar tartışılmaz olsa da mezheplerin içtihat süreçleri daha geniş bir metodolojik yaklaşıma sahiptir. Bu da sadece isnad sağlamlığına değil metnin anlamına ve İslâm’ın genel ilkelerine uygunluğa da önem verdiklerini göstermektedir. Çalışma, Buhârî’nin hadis metodolojisinin derinlemesine bir analizini sunarken mezheplerin hadis kabulündeki titizliğine de dikkat çekmektedir