“Bulalım Fatıma Ana’yı” adıyla yayımlanan bu çalışma, Oroji Yayınları’nın Alevi yazma eserlerinden günümüz Türkçesine çevrilen ilk eserdir.
Elli dokuz yapraktan oluşan cönkün ön kapağında “Seyfullah Efendi yazmışdır”, arka kapak sayfasında ise “Sâkine Hanıma mahsus mektubumdur” ifadesi yer almakta.
Cönkün ön tarafında bulunan ve sekiz yapraktan oluşan cönk parçasının içerisinde bulunan “118” rakamlarının hicri 1118’e (m. 1706-1707) tekabül ettiğini düşünebiliriz. 118 ibaresi, ilgili eserin yedinci yaprağında 60+8+50=118 ve 60+58=118 şeklinde iki kez görülmektedir. Bu iki cönk arasında gerek kağıt yapısı, gerek mürekkep kullanımı ve yazı karakterleri arasında görülen büyük benzerlikten dolayı bu eserin de 1100’lü yılların ilk çeyreğine (h.1100-1125; m. 1688-1714) ait olduğunu söylememiz mümkündür. Cönkün ön kapağında bulunan 240+75=315+25=1340 şeklindeki hesabın eserin yazıldığı yıla değil de 1340 yılıyla alakalı başka bir hesaba ait olduğunu düşünmek için filigranlı kâğıdın yapısı, eserde kullanılan dil özellikleri gibi pek çok sebebimiz bulunmaktadır.
Cönkün yapraklarının yazıları arasındaki üslup ve kelime farklılıkları, cönkteki şiirlerin farklı kişilerce kaleme alındığını ve bu kişilerin farklı eğitim seviyelerini ve farklı coğrafi kökenlere sahip olduklarını ve belki de farklı tarihlerde yaşadıklarını göstermektedir. Cönkteki şiirlerin genellikle dinî heyecanı yansıtan eserler olduğu ve Muhammediyye yahut İlâhî şeklinde adlandırıldığı görülmektedir. Cönkün içerisinde İmam Ali Cenk-namelerinden sayılan ve daha önce sadece yazılı yedi örneği bilinen Ejderha Cenk-namesi’nin bir yarım bir de tam olmak üzere iki versiyonu bulunmaktadır. Cönkün içerisinde bulunan “Bulalım Fatıma Ana’yı” deyişi , cönkün içerisinde bulunan unik eserlerden biridir.
“Bulalım Fatıma Ana’yı” adıyla yayımlanan bu çalışma, Oroji Yayınları’nın Alevi yazma eserlerinden günümüz Türkçesine çevrilen ilk eserdir.
Elli dokuz yapraktan oluşan cönkün ön kapağında “Seyfullah Efendi yazmışdır”, arka kapak sayfasında ise “Sâkine Hanıma mahsus mektubumdur” ifadesi yer almakta.
Cönkün ön tarafında bulunan ve sekiz yapraktan oluşan cönk parçasının içerisinde bulunan “118” rakamlarının hicri 1118’e (m. 1706-1707) tekabül ettiğini düşünebiliriz. 118 ibaresi, ilgili eserin yedinci yaprağında 60+8+50=118 ve 60+58=118 şeklinde iki kez görülmektedir. Bu iki cönk arasında gerek kağıt yapısı, gerek mürekkep kullanımı ve yazı karakterleri arasında görülen büyük benzerlikten dolayı bu eserin de 1100’lü yılların ilk çeyreğine (h.1100-1125; m. 1688-1714) ait olduğunu söylememiz mümkündür. Cönkün ön kapağında bulunan 240+75=315+25=1340 şeklindeki hesabın eserin yazıldığı yıla değil de 1340 yılıyla alakalı başka bir hesaba ait olduğunu düşünmek için filigranlı kâğıdın yapısı, eserde kullanılan dil özellikleri gibi pek çok sebebimiz bulunmaktadır.
Cönkün yapraklarının yazıları arasındaki üslup ve kelime farklılıkları, cönkteki şiirlerin farklı kişilerce kaleme alındığını ve bu kişilerin farklı eğitim seviyelerini ve farklı coğrafi kökenlere sahip olduklarını ve belki de farklı tarihlerde yaşadıklarını göstermektedir. Cönkteki şiirlerin genellikle dinî heyecanı yansıtan eserler olduğu ve Muhammediyye yahut İlâhî şeklinde adlandırıldığı görülmektedir. Cönkün içerisinde İmam Ali Cenk-namelerinden sayılan ve daha önce sadece yazılı yedi örneği bilinen Ejderha Cenk-namesi’nin bir yarım bir de tam olmak üzere iki versiyonu bulunmaktadır. Cönkün içerisinde bulunan “Bulalım Fatıma Ana’yı” deyişi , cönkün içerisinde bulunan unik eserlerden biridir.