Edebiyat, milletlerin kültür ve tarihlerinin aynasıdır, bu bakımından da önemi büyüktür. Milli hayatın gelişme seyri, toplumların ilim, felsefe ve medeniyette katettikleri mesafe en güzel şekilde edebî eserlerde izlenebilir. Bu nedenle edebiyat, geleceğe ışık tutacak gayretlerin en başında gelen bir ilim dalıdır.
Edebiyata değer vermeyen milletlerin zamanla milli hafızadan yoksun kalacakları, bu sebeple de hayatın hızla cereyan eden seyrine ayak uyduramayacakları gün gibi aşikârdır. Zengin bir dil ve edebiyat mirasına sahip milletimizin bu birikimi içerisinde Klasik Türk Edebiyatının mahsulleri müstesna bir yer tutar.
Altı asırlık Osmanlı çınarının asude bir gölgesi olan Divan Edebiyatı atalarımızı bize gösteren bir ayna, onları bizimle konuşturan bir ilham ve aradaki tanışıklık bağlarını muhkem kılan bir vasıtadır. Her şeyiyle bizim olan eski şiirimizi iyi tanımak, kültürümüzü layıkıyla bilmek ve araştırmak her münevverin görevidir.
Edebiyat, milletlerin kültür ve tarihlerinin aynasıdır, bu bakımından da önemi büyüktür. Milli hayatın gelişme seyri, toplumların ilim, felsefe ve medeniyette katettikleri mesafe en güzel şekilde edebî eserlerde izlenebilir. Bu nedenle edebiyat, geleceğe ışık tutacak gayretlerin en başında gelen bir ilim dalıdır.
Edebiyata değer vermeyen milletlerin zamanla milli hafızadan yoksun kalacakları, bu sebeple de hayatın hızla cereyan eden seyrine ayak uyduramayacakları gün gibi aşikârdır. Zengin bir dil ve edebiyat mirasına sahip milletimizin bu birikimi içerisinde Klasik Türk Edebiyatının mahsulleri müstesna bir yer tutar.
Altı asırlık Osmanlı çınarının asude bir gölgesi olan Divan Edebiyatı atalarımızı bize gösteren bir ayna, onları bizimle konuşturan bir ilham ve aradaki tanışıklık bağlarını muhkem kılan bir vasıtadır. Her şeyiyle bizim olan eski şiirimizi iyi tanımak, kültürümüzü layıkıyla bilmek ve araştırmak her münevverin görevidir.