1970’li yıllardaki çatışmaların gölgesinde kalmış zorlu bir aşk…
Kadın aşk uğruna her şeyi göze alırken adam davası uğruna aşkını dahi feda etmeye hazırdı. Küçücük çatlaktan yüreğe sızıp ruhu ele geçiren aşk, bir kadının acı dolu geçmişi olarak kalmamalıydı. Aşka yüklenen derin anlamlar tek taraflı değildi belki ama kadının kalbi aşka tutsak olurken adamın kalbi ikiye bölünmüştü. Kalbinin bir yarısı aşktı diğer yarısı davası.
Karanlık, her yer karanlık, tek bir sokak lambası aydınlatıyor bu caddeyi. Sahi tek bir ışık yeter mi aydınlık için, bir umut sürer mi hayat, ufacık aydınlık koskoca bir karanlıkla baş edebilir mi sahi?
Oturdum her zamanki köşeme. Gözüm yolda, kalbim sızlıyor, sızım sızım sızlıyor kalbim. Ufacık bir umut oturtuyor işte beni bu tahta iskemleye. Her şeye rağmen herkese rağmen bekliyorum. Belki de beklemekle geçecek geriye kalan ömrüm bilmiyorum. Hicran ben Hicran'ım adım gibi hayatımda keder!
Pencerenin kenarındaki tahta iskemle üzerinde yorgun bedenim, battaniyeme sıkıca sarılmışım, senelerin yüküyle feri sönen bakışlarım sokakta geziniyor. Dilim döndüğünce plaktaki şarkıya eşlik ediyor efsununu yitiren çatlak dudaklarım. Hayattaki tek dayanağımın sesi doluşuyor kulağıma.
“Kimi bekliyorsun!”
“Kendimi, küçük Hicran’ı bekliyorum.”
1970’li yıllardaki çatışmaların gölgesinde kalmış zorlu bir aşk…
Kadın aşk uğruna her şeyi göze alırken adam davası uğruna aşkını dahi feda etmeye hazırdı. Küçücük çatlaktan yüreğe sızıp ruhu ele geçiren aşk, bir kadının acı dolu geçmişi olarak kalmamalıydı. Aşka yüklenen derin anlamlar tek taraflı değildi belki ama kadının kalbi aşka tutsak olurken adamın kalbi ikiye bölünmüştü. Kalbinin bir yarısı aşktı diğer yarısı davası.
Karanlık, her yer karanlık, tek bir sokak lambası aydınlatıyor bu caddeyi. Sahi tek bir ışık yeter mi aydınlık için, bir umut sürer mi hayat, ufacık aydınlık koskoca bir karanlıkla baş edebilir mi sahi?
Oturdum her zamanki köşeme. Gözüm yolda, kalbim sızlıyor, sızım sızım sızlıyor kalbim. Ufacık bir umut oturtuyor işte beni bu tahta iskemleye. Her şeye rağmen herkese rağmen bekliyorum. Belki de beklemekle geçecek geriye kalan ömrüm bilmiyorum. Hicran ben Hicran'ım adım gibi hayatımda keder!
Pencerenin kenarındaki tahta iskemle üzerinde yorgun bedenim, battaniyeme sıkıca sarılmışım, senelerin yüküyle feri sönen bakışlarım sokakta geziniyor. Dilim döndüğünce plaktaki şarkıya eşlik ediyor efsununu yitiren çatlak dudaklarım. Hayattaki tek dayanağımın sesi doluşuyor kulağıma.
“Kimi bekliyorsun!”
“Kendimi, küçük Hicran’ı bekliyorum.”