Bir sabah hafif bir sarsıntıyla uyanan küçük bir çocuk, yastığının altında bir yılanın kuyruğunun ucunu gördü. Kıvrımları koridora kadar takip edince yılanın devasa bedeniyle karşılaştı. O kadar hareketsizdi ki uyuyormuş gibi görünüyordu. Onu kuvvetlice çimdikledi. O anda uzaklardan derin bir çığlık duydu. Korkusunu yenmek, merakını gidermek için bu uzun, kıvrımlı bedeni bahçede, şehrin sokaklarında, ormanda ve mağarada takip etmeye karar verdi.
Ödüllü çizer Adrien Parlange’ın yazdığı ve resimlediği Büyük Yılan, birbirinden tamamen farklı, birbirini seçen ve bağ kurmaya karar veren iki varlığın dostça ve sıra dışı karşılaşmasını anlatıyor.
Bir sabah hafif bir sarsıntıyla uyanan küçük bir çocuk, yastığının altında bir yılanın kuyruğunun ucunu gördü. Kıvrımları koridora kadar takip edince yılanın devasa bedeniyle karşılaştı. O kadar hareketsizdi ki uyuyormuş gibi görünüyordu. Onu kuvvetlice çimdikledi. O anda uzaklardan derin bir çığlık duydu. Korkusunu yenmek, merakını gidermek için bu uzun, kıvrımlı bedeni bahçede, şehrin sokaklarında, ormanda ve mağarada takip etmeye karar verdi.
Ödüllü çizer Adrien Parlange’ın yazdığı ve resimlediği Büyük Yılan, birbirinden tamamen farklı, birbirini seçen ve bağ kurmaya karar veren iki varlığın dostça ve sıra dışı karşılaşmasını anlatıyor.