Otistik bireyler, kurgusal eserlerde belirli klişeler aracılığıyla temsil edilmekte ve bu klişeler halk arasında çeşitli ön yargılara neden olmaktadır. Otizm spektrum bozukluğunun dâhilik ve olağanüstü yeteneklere sahip olmakla ilişkilendirilmesi otistik bireylerin çoğunluğunu dışarda bırakır. Otizmin bir spektrum olarak değerlendirilmesi, onların belirli sınıflandırılmalara dâhil edilemeyeceğini gösterir; çünkü otistik bireylerin her birinin dünyayı algılama şekli farklıdır; ancak kurgusal eserler çoğunlukla otizmin olağanüstü bir hafıza ve sıra dışı bir yetenek ortaya çıkardığı istisnai durumlarla ilgilenir. Bunun sebebi eidetik bir hafızaya sahip olan ancak sosyal becerileri kısıtlı olan bir çocuğun ya da gencin hikâyesinin ilgi çekici olmasıdır. Bu temsil, sözel iletişim kuramayan otistik bireyleri tamamen dışlar. Son zamanlarda özellikle film, dizi ve roman gibi kurgusal eserlerde otistik bireyler kendi temsillerini oluşturamamakta ve nörotipik bireylerin yarattığı haksız temsillere maruz kalmaktadır. Bu sorunlar; otistik bireyin dâhi ve empati yeteneği olmayan kişi olarak tanımlanmasına neden olur. Bir diğer sorun ise otizmin sadece çocuklar aracılığıyla yansıtılmasıdır. Yetişkin otistik bireylerin yaşadığı sorunlar göz ardı edilmektedir. Bu kitapta seçilen İngiliz romanlarında otistik bireylerin nasıl yansıtıldığı ele alınmış ve haksız temsilin nasıl ortadan kaldırılacağına dair çözüm önerileri getirilmiştir.
Otistik bireyler, kurgusal eserlerde belirli klişeler aracılığıyla temsil edilmekte ve bu klişeler halk arasında çeşitli ön yargılara neden olmaktadır. Otizm spektrum bozukluğunun dâhilik ve olağanüstü yeteneklere sahip olmakla ilişkilendirilmesi otistik bireylerin çoğunluğunu dışarda bırakır. Otizmin bir spektrum olarak değerlendirilmesi, onların belirli sınıflandırılmalara dâhil edilemeyeceğini gösterir; çünkü otistik bireylerin her birinin dünyayı algılama şekli farklıdır; ancak kurgusal eserler çoğunlukla otizmin olağanüstü bir hafıza ve sıra dışı bir yetenek ortaya çıkardığı istisnai durumlarla ilgilenir. Bunun sebebi eidetik bir hafızaya sahip olan ancak sosyal becerileri kısıtlı olan bir çocuğun ya da gencin hikâyesinin ilgi çekici olmasıdır. Bu temsil, sözel iletişim kuramayan otistik bireyleri tamamen dışlar. Son zamanlarda özellikle film, dizi ve roman gibi kurgusal eserlerde otistik bireyler kendi temsillerini oluşturamamakta ve nörotipik bireylerin yarattığı haksız temsillere maruz kalmaktadır. Bu sorunlar; otistik bireyin dâhi ve empati yeteneği olmayan kişi olarak tanımlanmasına neden olur. Bir diğer sorun ise otizmin sadece çocuklar aracılığıyla yansıtılmasıdır. Yetişkin otistik bireylerin yaşadığı sorunlar göz ardı edilmektedir. Bu kitapta seçilen İngiliz romanlarında otistik bireylerin nasıl yansıtıldığı ele alınmış ve haksız temsilin nasıl ortadan kaldırılacağına dair çözüm önerileri getirilmiştir.